MAHKEMESİ : ANKARA 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 25/10/2013NUMARASI : 2012/777-2013/1307Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesi ile -özetle-; tarafların Ankara 4. Aile Mahkemesi'nin E.2011/128 sayılı dosyasında boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verildiğini ve müşterek çocuklar yararına 350'şer TL iştirak nafakası bağlandığını, çocukların ihtiyaçlarının artması karşısında nafakanın yetersiz kaldığını belirterek bağlanan iştirak nafakalarının 500'er TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müşterek çocuklar için 2007 yılında Fransız Aile Yardım Kurumu'ndan 919,79 Euro aldığını, şuan bu yardımların daha fazla olduğunu, davacı annenin çalışmaya başladığını, boşanma sonrası müvekkilinin ekonomik durumunda değişiklik olduğunu zaruri ihtiyaçlarını karşıladığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile; Ankara 4.Aile Mahkemesi'nin 2011/128 Esas 2011/479 sayılı kararı ile müşterek çocuklar Aleyna ve Nisa için bağlanan 250,00'şer TL iştirak nafakasının davanın açıldığı 18/06/2012 tarihinden itibaren 250,00'şer TL arttırılarak Aleyna için aylık 500,00 TL, Nisa için aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak belirlenmesine ve davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının arttırılması talebine ilişkindir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır. Bu aşamalar:a)Dilekçelerin karşılıklı verilmesi,b)Ön inceleme,c)Tahkikat,d)Sözlü yargılama,e)Hükümolmak üzere beş aşamadan oluşmaktadır.Hukuk Muhakemeleri Kanunun “Dördüncü Bölüm’unde düzenlenen önincelme aşamasının amacı, tahkikat aşamasına geçmeden önce gerekli hazırlıkların yapılması, bu suretle gerek mahkeme gerekse de tarafların davaya tam bir hakimiyet ile davanın uzamasına sebep olacak nedenlerden arınmış olarak tahkikat aşamasına geçmesini sağlamaktır (Pekcamtez/Atalay/Özekes, s.375-376; Ermenek, İbrahim: “Hukuk Muhakemeleri Kanununa Göre Ön inceleme”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 2, S. 1, Y. 2011, s. 145-146). Konuyla ilgili düzenlemelere göz atıldığında, 6100 sayılı HMK’nun 137.maddesinde, ön incelemenin kapsamı; 138.maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar; 139.maddesinde ön inceleme duruşmasına davet ve 140.maddesinde yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir.Ön inceleme aşamasında yapılacak işlemelere bakıldığında; ön incelemenin efektif bir tahkikatın ön şartı olarak kabul edildiği söylenebilir (Ermenek, s. 146). Nitekim, HMK m,137/2’de “ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği” düzenlenmiştir. Bu düzenleme emredici nitelikte bir düzenlemedir. Gereksiz duruşmalara ilişkin uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin kesin olarak önüne geçilmesi amacıyla Kanun koyucu, ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve bu aşamada alınması gereken kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilmesini ve tahkikat için duruşma günü belirlenmesini kesin bir ifade ile yasaklamıştır (Pekcamtez/ Atalay/Özekes, s.375-376).Bu açıklamalar nazara alındığında; somut olayda dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek bu konular olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi; dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK 137 ve 140.maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekir.HMK.'nın 320/1.maddesinde "mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği" belirtilmişse de bunun öncelikle ön inceleme aşamasında ve "mümkün olan hallerde" olduğu belirtilmek suretiyle sınırlı bir alan gösterilmiştir. Buna göre yargılamaya egemen olan ilkelerden olan hukuki dinlenilme hakkı gereğince hâkimin iki tarafa eşit şekilde hukuki dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukuki dinlenilme hakkı verilmesi Anayasal bir haktır.HMK'nın 320/1.maddesinde duruşmaya davet edilmeden karar verilecek hallerden biri olarak HMK'nın 138. maddesinde belirtilen dava şartları ve ilk itirazlar olduğu belirtilmiştir. Bu durumda HMK'nın 27.maddesinde de belirtildiği üzere hâkim tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri için ilk derece mahkemesinde mutlak surette duruşma yapılması zorunludur. Bu kuralın istisnası HMK'nın 138. maddesindeki belirtilen "dava şartlan ve ilk itirazlar" yönünden dosya üzerinde inceleme yapma imkânı sağlamıştır.Yine mezkûr Kanunun 147.maddesinde; "Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir. Taraflar gönderilecek davetiye de, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre tarafların iddia ve savunmaları ile ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin bilgi ve belgenin toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi doğru görülmemiştir.O halde mahkemece yapılacak iş yukarıda belirtilen esaslar ışığında ön inceleme duruşması için bir gün belirleyerek tarafları davet etmek ardından duruşmada HMK 140. ve devamı maddelerini uygulayarak yargılamayı bitirmek olmalı ikem tüm bu hususlar göz ardı edilerek tarafların yokluğunda dosya üzerinden yazılı şeklide karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.