Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14667 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17746 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KOCAELİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/05/2014NUMARASI : 2012/311-2014/345Taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinin batıl olduğunun tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kurum tarafından açılan başka bir dava dosyasında abonelik sözleşmesinin tarafı olarak göründüğünü, müvekkilinin sözleşmeye konu olan gayrimenkulde kiracı veya malik olmadığını, malikin amcası M.S. D. olduğunu, kendisinin amcasının vekili sıfatıyla amcası adına davalı kurumda abonelik sözleşmesi açtırdığını, ancak kurumun asil gibi işlem yaparak abonelik sözleşmesini davacı adına yaptığını, davacının vekil sıfatı ile imza atarken taraf olduğunu sonradan öğrendiğini, sözleşmenin iki tarafında iradesini yansıtmadığı için yok hükmünde olduğunu, davacıya yıllar sonra borç tahakkuk ettirildiğini belirterek, abonelik sözleşmesinin batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı aleyhine Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü'nün 2009/17912 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe yapılan itiraz üzerine Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/36 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, ayrıca davacının Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/311 sayılı dosyası ile icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine ilişkin dava açtığını ve bu dosyanın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin dosyası ile birleştirildiğini, bu dosyalarda davacının aboneliği kabul eden beyanlarının bulunduğunu, bu beyanların davacıyı bağlar nitelikte olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, abonelik sözleşmesinin batıl olduğunun tespiti talebine ilişkindir.Tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Tespit davası yolu ile, mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir.Tespit davası, eda davasının öncüsüdür. Tespit davasının dinlenebilmesi için, diğer genel dava şartlarından başka, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması üç şartın varlığına bağlıdır. İlk olarak, davacının hakkının veya hukuki durumunun güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olması gerekir. İkinci olarak, bu tehdit nedeniyle davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olması ve bu hususun davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunması gerekir. Üçüncü olarak da; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır.Davacının tespit davası ile istediği hukuki korunma, diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman, davacının, o konuda tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Tespit davasının konusunun hak veya hukuki ilişki olması ve davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. 6100 sayılı HMK'nın 114/1 maddesine göre; davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartlarındandır. HMK 115. maddesine göre; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Somut olayda; davacının abonelik sözleşmesinin batıl olduğunun tespiti davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Çünkü aynı iddialar derdest olan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında da çözüme kavuşturulabilir.Hal böyle olunca mahkemece; davanın abonelik sözleşmesinin batıl olduğunun tespitini etmekte hukuki yararının olmadığı göz önünde bulundurularak, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle talebin reddi doğru görülmemiş ancak netice itibariyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olduğundan, hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması uygun görülmüştür.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, 30.09.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.