Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14666 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11905 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin ... İli, .... İlçesi, ... Mah. ... Konutları A-5 Blok D:12 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, dairenin su aboneliği sırasında müvekkilinden 2.000,40 TL katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini ve diğer ödemelerle birlikte 02.04.2010 tarihinde 2.049,52 TL'nin davalıya ödendiğini, katılım payı ve şebeke hisse bedelinin fazla tahsil edildiğini öğrenen müvekkilinin davalı kuruma başvurarak fazla tahsil edilen 1.696,98 TL'nin iadesini talep ettiğini ancak davalı kurumca talebin karşılanmadığını, bağımsız bölümün bulunduğu binaya davalı kurum tarafından su ve kanalizasyon hizmetinin verilmekte olduğunu, abonelik sırasında konutun bina vergi beyanı üzerinden %2 nispetini aşmayacak şekilde kanal katılım ve şebeke hisse bedeli farkının tahsil edilmesi gerekirken davacıdan fazlaca 1.696,98 TL tahsil edildiğini belirterek, fazladan tahsil edilen 1.696,98 TL'nin ödemenin yap??ldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 2.000,40 TL ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; yapılan işlemin usul, yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece,''... davacının ilk defa su abonesi olduğu, binada iskan bulunduğu, kanal şebeke hizmetinin .... tarafından verildiği ancak iskan tarihinden sonra dava konusu mahalde davalı idarenin herhangi bir hizmetinin bulunmadığı anlaşıldığından...'' gerekçesi ile davanın kabulüne ve davacı tarafın kanal katılım ve şebeke bedeli olarak talep edilen bedelden borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında ödenen 2.000,40 TL'nin ödeme tarihi 02.04.2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi "Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:a)Kanalizasyon tesisi yapılması,b)Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır." düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su Tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ... Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin, yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanununun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez. O halde mahkemece; davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı ispat edildiğinden; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.