Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14657 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11558 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KELES ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2014NUMARASI : 2014/52-2014/84Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davalı eşinin bir süre önce kendisi ve çocukları ile ilgilenmemeye başladığını, hatta kendisinden evi terk etmesini istediğini ancak bunu kabul etmediğini, 2013 yılı Kasım ayında davalının kendisini görüşme bahanesi ile ailesinin yanına götürdüğünü ve burada babasına "biz geçinemiyoruz, bu iş buraya kadar diyerek" kendisini ailesinin yanında bıraktığını ve müşterek çocukları da alarak Bursa'ya döndüğünü, o tarihten itibaren davalı ile ayrı yaşadıklarını belirterek, kendisi için aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacı eşi ile arasındaki uzun süredir geçimsizlik olduğunu, uzun süredir bu evliliğe sabrettiğini ancak bu huzursuzluğun çocuklarını da etkilemeye başlaması ile birlikte davacıdan ayrılmaya karar verdiğini, talep edilen nafaka miktarının çok yüksek olduğunu belirterek ve nafakanın makul bir seviyede taktir edilmesini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamı itibarıyla davacının davalıya ve ailesine devamlı hakaretlerde bulunduğu, davalının kendisini sürekli küçük düşüren davacıyla evlilik birliğini devam ettirmesinin beklenemeyeceği, tarafların ayrı yaşamasında davacı tarafın kusurlu olduğu ve davacının kendi kusuruna dayanarak bir hak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir.4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Buna göre, davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir.Somut olayda; davacı taraf davalı eşinin kendisini baba evine bıraktığını ve bu sebeple davalı ile ayrı yaşadıklarını iddia etmektedir. Dinlenen davacı tanıkları davalının davacıyı istemediğini belirterek baba evine bıraktığını beyan etmişlerdir. Dinlenen davalı tanıkları ise davacının davalıya ve ailesine hakaretler ettiğini, davalının bu sebeple evlilik birliğini devam ettirmek istemediğini ve davacıyı baba evine bıraktığını belirtmişlerdir. Bu kapsamda tanık beyanlarına göre evlilik birliğini sürdürmek istemeyen davalının davacı kadını baba evine bıraktığı ve müşterek konuta tek başına döndüğü sabittir. Kaldı ki, davanın devamı sırasında davalı koca, davacı eşine karşı boşanma davası açmış olup, boşanma davasının açılmasıyla birlikte de, eşi tarafından daha önce baba evine bırakılan davacı kadın ayrı yaşamakta haklı duruma geldiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece; davacının ayrı yaşamda haklı olduğu hususunun ispat edilmiş olduğu gözetilerek, taraflarının sosyo ekonomik durumlarıyla orantılı tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.