Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14636 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6999 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : PAMUKOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/02/2015NUMARASI : 2011/375-2015/46Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların murisi M.. T..'nin, Pamukova Noterliği'nce 22/11/2004 tarih ve 3528 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile Sakarya ili, Pamukova İlçesi, ...(.... Köyü sınırları içerisinde bulunan tüm taşınmazlarını müvekkili davacıya vasiyet ettiğini belirterek, iş bu vasiyetnamenin tenfizine ve dava konusu taşınmazlarının tapu kayıtlarının iptal edilerek müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı H.. E.., H.. C.., S.. Ş.. ve P.. D.. ayrı ayrı sundukları cevap dileklerinde; vasiyetname konusu taşınmazlarda kendilerinin de hakkı bulunduğunu ve muris M.. T..'ye ait tüm mallarının kanuni varislerini eşit olarak paylaştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişleridir. Davalı G.. M.. cevap dilekçesinde; davacı tarafın kendisinin oğlu olduğunu ve açılan davayı kabul ettiğini belirtmiştir. Davalılar vekili 08/02/2012 tarihinde sunmuş olduğu beyan dilekçesinde; tarafların murisi M.. T..'nin kendisine ait menkul ve gayrimenkul malları davacıya vasiyet ettiğini, murisin kadastro tespiti sırasında kendi babası, eş söyleyiş ile kök muris M.. T..'den intikal eden tüm taşınmazları kendi adına tescil ettirdiğini oysa o dönemde vasiyette bulunan muris Mehmet'in ablasının da sağ olduğunu ve muris Mehmet'in bu taşınmazların ancak 1/2 hissesine sahip olabileceğini ve ancak bu kısmı vasiyet edebileceğini, kalan kısımda müvekkillerinin mirasçı sıfatı ile doğrudan hak sahibi olacağını, bu konuyla ilgili Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tapu iptal tescil davası açtıklarını belirtmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olmakla birlikte, davalıların yasal mirasçı oldukları, dava açılmadan önce kendilerinden ferağ talebinde bulunmadığı, ayrıca davalıların "bizim de vasiyetnameye konu taşınmazlarda hakkımız var" şekilindeki beyanları ile dava sırasında açtıkları tapu iptal ve tescil davasına konu ettikleri kök muristen gelen miras paylarına dair istemde bulundukları, vasiyette bulunan M.. T..'nin bizzat kendi payına düşen kısım için bir itirazları olmadığı ve bu suretle davalıların muaraza çıkarmadıkları gerekçesi ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK 326/1) Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323 1/ğ)Yargılama giderlerinin davada haksız çıkmış olan tarafa yükletilmesine ilişkin ana kuralın bazı istisnaları vardır; 1-Davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş davalı, yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemez. (HMK 312/2)2-Davada haklı çıkmış olan taraf gereksiz yere davanın uzamasına sebep olmuş veya gereksiz gider yapılmasına sebebiyet vermiş ise yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir. 3-Bir kişi davada sıfatı olmadığı halde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi halinde davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez. Dosya içeriğinden; tarafların murisi M.. T..'nin, Pamukova Noterliği'nin 22/11/2004 tarih ve 3528 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile Sakarya ili, Pamukova İlçesi, .... (.....) Köyü sınırları içerisinde bulunan tüm taşınmazlarını müvekkili davacıya vasiyet ettiği anlaşılmaktadır. Davalılar H., H., S. ve P., sunmuş oldukları cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmişler, ayrıca hem dava konusu vasiyetnameye ilişkin ehliyetsizlik sebebine dayalı iptal davası hem de vasiyetname konusu taşınmazlara ilişkin tapu iptal tescil davası açmışlardır.Bu itibarla, somut olayda yukarıda sayılan istisnai hallerden hiç biri sözkonusu olmadığına ve davalılar H., H. S. ve P.nin yargılamanın ilk duruşmasında davayı kabul etmiş sayılamayacaklarına göre mahkemece genel kural gereğince davayı kabul etmeyen davalılar aleyhine yargılama giderlerine ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.