MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, abone olan müvekkilinden davalı idarenin kayıp kaçak bedeli adı altında tahsilat yaptığını, bu tahsilatın haksız olduğunu beyan ederek, şimdilik 33950 TL kayıp kaçak bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin tüketiciden alınıp alınamayacağı hususundadır. Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Yani Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir. 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında Kurum’un “Bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten sorumlu olduğu” belirtilmektedir. Buna göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahiptir. Kayıp-kaçak bedeli, Kurumun Kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve Kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedeldir. Söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan Kurul Kararı Kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliği haizdir. Tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluktur. Lisans sahibi şirketler, tarifeyi değiştiremeyeceği gibi, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemez veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamazlar. Bu sebeple, perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almaktadır. Bu nedenle, dağıtım şirketlerinin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmaları mümkün değildir.Bu ilkeler uyarınca, davacıdan kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmesinde bir isabeksizlik görülmemektedir.Ancak; dosyada mevcut mart/2013 tarihli bilirkişi heyet raporunda " ... kurul kararlarına göre, 21 bölge için kayıp kaçak bedellerinin ayrı ayrı belirlendiği, ... bölgesi için % 7.70 oranının tespit edildiği, halbuki davalı ... idaresi tarafından kayıp kaçak bedeli tahsil edilirken daha yüksek oranların uygulandığının " belirtildiği görülmüştür.Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek bilirkişi heyetinden ek rapor alınıp, davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin, ... kurul kararı gereği belirlenen orana uygun olup olmadığı, böylelikle de, yapılan tahsilatın fazla olup olmadığının net bir şekilde belirlenmesinden sonra, yapılacak yargılama sonucu hasıl olacak durum neticesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.