MAHKEMESİ : SAKARYA 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/12/2014NUMARASI : 2014/132-2014/937Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; davalı ile 2003 yılında evlendiklerini, 2005 doğumlu bir müşterek çocukları bulunduğunu, annesinin vefatı nedeniyle geçici olarak baba evine gittikten sonra eşinin ailesinin etkisi ile olay çıkardığını, bu nedenle baba evinde müşterek çocukları ile birlikte yaşadığını, ev hanımı olup geliri bulunmadığını, ayrı yaşamakta haklı olduğunu belirterek, kendisi için aylık 500,00 TL, müşterek çocukları K. B. için aylık 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, annesinin ağırlaştığı tarihte baba evine giderek bir daha müşterek haneye dönmediğini, davalının davacıyı müşterek haneye götürmek istemesine rağmen, davacının ailesinin buna engel olduğunu, davalı davacıyı müşterek haneden kovmadığı halde kendi istek ve arzusu ile müşterek haneye dönmeyen davacının kusurlu olduğunu, müşterek çocuk için aylık 200,00 TL nafakaya hükmedilmesini kabul ettiklerini, davacı için talep edilen nafakanın ise haksız ve fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL; müşterek çocuk Kezban Büşra için dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL; kararın kesinleşmesinden sonra ise aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ve müşterek çocuk Kezban Büşra lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi istemine ilişkindir.4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) Davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davalı kocadan fazla bile olması davalı kocayı ortak giderlere (elektrik, su, telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir.Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda; tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmalarından; davacının çalışmadığı, baba evinde müşterek çocuğu ile ikamet ettiği; davalının ise işçi olup aylık 1.500,00 TL geliri bulunduğu, üzerine kayıtlı 2.800 m2 taşınmazı bulunduğu, aylık 400,00 TL kira ödemesi olduğu, yine çalıştığı Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin cevabına göre ise 2014 yılı aylık ortalama maaşının 2.514,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakalarının miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının gelirinin ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada sürdükleri yaşam koşullarının dikkate alınması gerekir.Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı ve ortak çocuk Kezban Büşra için daha yüksek tedbir nafakalarına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.