Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14593 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17688 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BURSA 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 04/04/2014NUMARASI : 2013/2015-2014/540Taraflar arasındaki Satıcının Hakem Kurulu Kararına İtiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; Osmangazi Kaymakamlığı 2.Tüketici Hakem Heyeti'nin 11.09.2013 tarih ve 2013/2248 sayılı kararının hukuka aykırı olduğunu, görev ve husumet itirazları bulunduğunu, esasa yönelik olarak ise, tüketiciden tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, PSH (sayaç okuma) bedeli, iletim sistem kullanım bedeli, dağıtım bedellerinin EPDK Kurul Kararı ve ilgili yönetmeliklere göre tahsil edildiğini belirterek, itirazlarının kabulü ile Osmangazi Kaymakamlığı Tüketici Sorunları 2.Hakem Heyeti'nin 11.09.2013 tarih ve 2013/2248 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap vermemiştir.Mahkemece; hakem heyeti kararında iadesine karar verilen tutarın miktarının, hangi ayın elektrik faturasından hangi miktarın indirileceğinin açık ve net olarak belirtilmediği, kararda sadece kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli gibi ifadeler kullanılması nedeniyle söz konusu kararın icra müdürlüğünce infaz edilmesinin mümkün olmadığından davacının infazı mümkün olmayan kararla ilgili dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nun 33.maddesi uyarınca “Hakim, Türk Hukukunu re'sen uygular”.Aynı kanunun 31.maddesi hükmü gereğince, davanın hukuki niteliğini belirlemek ve davayı aydınlatmak görevi hakime aittir. Buna göre, davadaki iddia, davacının talebine münhasır olup, belirtilen madde hükümleri gereğince hukuki nitelendirme hakime aittir.Davacı vekili her ne kadar açtığı davada tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalini talep etmişse de, dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu davacı işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında, davalının kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedelleri ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davadaki istemin de bu muarazanın (çekişmenin) giderilmesine yönelik bulunduğu açıktır.Hukuk Genel Kurulu'nun 29.09.2004 gün ve 2004/13-417 E.- 2004/442 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun men'i talep edilir.Kaldı ki, Hukuk Genel Kurulu'nun 17.03.2010 gün ve 2010/3-119 E. 2010/159 K. sayılı ilamında da; bir sözleşmenin devamı sırasında taraflardan biri tarafından muaraza (çekişme) çıkarılması halinde de, diğer tarafın kendisine zarar verebilecek nitelikteki bu duruma son vermek, hukuki durumunu tereddüt içinde olmaktan kurtarmak için tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir.Bu bağlamda, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi feshedilmediğine ve görülmekte olan davada, davacı davalı abonenin davaya konu işlemle sözleşme ilişkisine yönelik bir muaraza yarattığını ileri sürdüğüne göre, mahkemece yapılması gereken iş; esasa girilmek suretiyle, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve taraflarca bildirilip toplanan diğer deliller çerçevesinde uyuşmazlığın değerlendirilmesi, Osmangazi Kaymakamlığı 2.Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı'nın davalı abonenin başvurusuna dayanarak tesis ettiği davaya konu kararın, sözleşme hükümlerine ve mevzuata uygun olup olmadığının, dolayısıyla, ortada davalı abone tarafından haksız şekilde yaratılmış ve bu yüzden de önlenmesi gereken bir muaraza bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve ortaya çıkacak uygun hukuki sonuç çerçevesinde bir karar verilmesidir.Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler göz ardı edilerek, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.