MAHKEMESİ : GEBZE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2013NUMARASI : 2012/240-2013/1091Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesi ile; davacının elektrik akımına kapılarak ağır derecede yaralandığını, daha önce açılan maddi ve manevi tazminat davasında davalıların 3/8 er oranda kusurlu olduklarının belirlendiğini, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunun 19/11/2008 tarihli raporuna göre çalışma gücünün % 44 kaybolduğunu, anılan hükmün bu oranlara göre kurulduğunu ve çalışma gücündeki kaybın artmasından doğacak taleplerinin saklı tutulduğunu; 22/09/2011 tarihli olan ve Darıca Farabi Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu raporuna göre vücut fonksiyon kaybının % 56 ya yükseldiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı olduğunu ileri sürerek, 20.000.00.-TL maddi, 30.000.00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Sedaş vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Davalı Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ile; davanın idari yargının görev alanında kaldığını, mahkemenin görevsiz olduğunu belirtmiştir.Mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporu esas alınarak, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Belediye Başkanlığı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davacının davalılar aleyhine ayın olay nedeni ile daha önce açtığı maddi ve manevi tazminat davasında davacının çalışma gücünün %44 kaybolduğunu belirten Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 19/11/2008 tarihli raporunun hükme dayanak alındığı, davacının eldeki davada ise Darıca Farabi Devlet Hastanesinin 22/09/2011 tarihli sağlık kurulu raporuna göre vücut fonksiyon kaybının % 56'ya yükseldiği iddiası ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır.Mahkemece davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının belirlenmesi için alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas kurulunun 15.04.2013 tarihli raporunda; "... Darıca Farabi Devlet Hastanesi Sağlık Kurulunun 22/09/2011 tarihli raporunun özürlüler yönetmeliğine göre düzenlendiği, kurulda ise Sosyal Sigortalar Sağlık İş Güvenliği Tüzüğüne göre meslekte kazanma gücü kayıp oranının belirlendiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 19/11/2008 tarihli raporuna ekleyecek bir konunun olmadığı..." belirtilmiş, davacı vekili bu rapora Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınması gerektiğini belirterek itiraz etmiştir. Mahkemece bu talep reddedileerek yazılı şekilde karar verilmişitr.2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 15/f.maddesinde; Adli Tıp Genel Kurulunun görevleri arasında; Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla incelemek ve kesin karara bağlamak sayılmıştır.Somut olayda; Darıca Farabi Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu raporu (22/09/2011 tarihli ) ile Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu (15/04/2013 tarihli) arasında çelişki doğduğu ve davacı vekilinin itirazı da olduğu halde, Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmadan, diğer deyiş ile çelişki giderilmeden hüküm oluşturulması doğru bulunmamıştır.Ayrıca, davalılardan G.. B..nın olaydaki sorumluluk nedeni, ruhsatsız yapıyı denetlememesidir. Denetim yapma, belediyelere kamu yasaları uyarınca verilmiş bir görevdir. Bu görevin eksik veya hiç yapılmamış olması bir hizmet kusurudur. Hizmet kusurundan zarar görenlerin idare aleyhine açacakları davalarda görevli mahkemeler idari yargı mahkemeleridir. Somut olayda, mahkemece; 01/03/2013 tarihli duruşmada verilen ara kararı ile; "Davalı G.. B..nın yargı yolu itirazının kabulü ile bu konunun ayrıca nihai kararda gerekçe olarak yazılmasına", karar verildiği halde, yargılama sonunda davanın her iki davalı yönünden de esastan reddedilmiş olması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.