Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14473 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17898 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2014NUMARASI : 2013/140-2014/52Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalının abone sözleşmesi ve faturalara rağmen ....nolu aboneliğe ait elektrik kullanımından kaynaklanan borcunu ödememesi nedeniyle davalı hakkında Kocaeli 6 İcra Müdürlüğünün 2012/2214 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının yapılan icra takibine itiraz ettiğinden takibin durduğunu bildirerek, davalının borca itirazının iptali ile takibin devamına alacağın %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinde borcun dayanağının elektrik kullanımı, abonmanlık sözleşmesi olarak gösterildiğini, ancak müvekkilinin davalı ile sözleşme imzalamadığını, davacı tarafça sunulan sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davalı tüketicinin.... nolu elektrik abonmanı olduğu kabul edilerek; davalı borçlunun Kocaeli 6.İcra Müdürlüğünün 2012/2214 Esas sayılı takip dosyasındaki 2.933,13 TL asıl alacağı itirazının iptaline, takibin bu alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20 karşılığı 586,62 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Abonelik iptal edilmediği ve abonenin abonelik kaydı devam ettiği sürece, abonelik sözleşmesi hükümleri uyarınca abone olan kişi ile elektriği fiilen kullanan kişi, ödenmeyen tüketim bedellerinden müştereken ve müteselsilen sorumludur.Elektrik kullanımının söz konusu olduğu Kozluk mahallesi 200 ada, 38 nolu parseli, davacının 05.05.1999'da satın aldığı, akabinde 17.05.2001 tarihinde E. S.'a sattığı anlaşılmaktadır. 2001 yılından sonra alınan taşınmazı kullanmadığı ve fiili kullanıcı olmadığı anlaşılmaktadır.Mahkemece; imza inkarına esas olup, incelenmek üzere abonelik sözleşmesinin aslı davacı kurumdan istenmiş, davacı kurum arşiv çalışma ve düzenlemesi nedeniyle abone dosyasına ulaşılamadığını belirtmiştir.Medeni Kanunun 6. maddesine göre; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür” ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK md. 190) Somut olayda; sözleşme ilişkisi yönünden ispat yükü davacıda olup, davalının abone olduğu kanıtlanmadan tahsile karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.