Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14467 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8425 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : AMASYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/06/2004NUMARASI : 2002/341-2004/272Taraflar arasındaki harici taşınmaz satımına dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davacı vekili aracılığıyla 31.07.2002 tarihli dilekçesinde tapunun.......Yüzevler Mahallesi 273 ada 34 parsel nolu taşınmaz üzerine inşaat halinde bulunan apartmanın ikinci katının tamamının taraflar arasında dava dilekçesine ekli olarak sunulan sözleşme gereğince davacıya 39.000.000.000 TL bedelle satıldığını, satış bedelinin kısmen para kısmen çek karşılığı davalılardan E.Ö.'e tamamen ödendiğini, taşınmaz üzerinde Vakıflar Bankasına olan borçlardan dolayı taşınmazın devrinin yapılamadığını, borcunu ödeyerek tapuda işlem yapacağım söyleyen davalı E. Ö.r’in borçlarını ödemeden Amasya ilini terk ettiğinden satın alınıp ve bedeli ödenen taşınmazın ipotek yükümlülüğü ile birlikte ikinci katta bulunan 11. nolu bağımsız bölümün devrinin bu şekilde alındığını, ancak 2. katta bulunan 12. nolu dairenin ise satış işleminin tapudan yapılamadığını, bir süre sonra Türkiye Vakıflar Bankasının ipotek alacağından dolayı davalı E. Ö.’e ait bulunan tüm bağımsız bölümlerinin icra yolu ile satışa çıkarıldığını, davacının ise icra yoluyla - satışa çıkarılan 12 nolu bağımsız bölümün cebr-i icradaki açık artırmaya katılmak suretiyle 16.000.000 TL para ödemek suretiyle ikinci defa söz konusu taşınmazı satın aldığını, yine cebr-i icra neticesinde 1.027.000.000.- TL vergi harç damga vergisi, dellaliye gibi ödemeler yaptığını, böylece daha öncesinden haricen satın alıp parasını ödediği taşınmazı davacının ikinci kez 17.027.000.000 TL daha ödeyerek tapudan almak zorunda kaldığını, yine söz konusu inşaatın davalının tamamlamadan bırakması nedeniyle satın alma tarihinden sonra 3.000.000.000 TL daha masraf yaptığını, böylece tüm zararınneticeden 21.027.000.000.- TL olduğunu, dava konusu taşınmazın E. Ö. adına tapuda kayıtlı olduğunu, oysa davalı E. Ö.'in Ö. Otomotiv Ltd. Şti adına taşınmazların tapuda kayıtlı imiş gibi satış sözleşmesinde şirketin adını kullandığını, böylece davacı ile hileli yollarla yanıltmaya çalıştığını, bu nedenle her iki davalı aleyhine dava açıldığını, neticeden 21.027.000.000. TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen 28.06.2002 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine talep ve dava etmiştir.Davalılardan .... Otomotiv Tic. Ltd. Şti'ne dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden basın ilan yolu ile tebligat yapılmıştır.Davalı M.E. Ö. vekili cevap dilekçesinde, davalı M.. Ö..'in dava konusu alışveriş ilişkisi döneminde diğer davalı.... Otomotiv Tic. Ltd. Şti'nin şirket ortağı ve imza yetkilisi durumunda olduğunu, yapılan sözleşmenin şirket adına yapıldığını, kişisel olarak dava konusu sözleşmenin tarafları olmadığını, şirket adına düzenlenen sözleşmeden dolayı kişisel sorumluluğa gidilemeyeceğini, aleyhlerine açılmış haksız davanın reddine karar verilmesini davanın tarafının diğer davalı şirket olduğunu ayrı bir tüzel kişiliği bulunması nedeniyle şirketin sorumluluğundan söz edilebileceğini davalının kişisel sorumluluğundan söz edilemeyeceğinden kendileri açısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştirYerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının Ö.. Ş.. aleyhine açmış bulunduğu davanın kısmen kabulüne; 18.027.000.000.- TL alacağın dava tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının söz konusu davacıya açtığı fazlaya ilişkin talebinin reddine; davacının M.. Ö.. aleyhine açmış bulunduğu davasının reddine karar verilmiş; sözkonusu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıda belirtilen temyiz itirazları dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Uyuşmazlık, harici taşınmaz satımına dayalı sebebsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkindir.HMK’nun 297.maddesinde bir hükmün neleri içermesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. (6100 sayılı HMK 297/2; 1086 sayılı HUMK 388) Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde, 21.027.000.000.-TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen 28.06.2002 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine talep etmesine rağmen temyize konu hükümde, davasının kısmen kabulüne. 18.027.000.000.-TL alacağın dava tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı tarafın faiz talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmememiştir. Oysa; mahkemelerin hüküm fıkralarında; asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde karar vermeleri zorunludur.Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafın açık talebine rağmen faize ilişkin istem hakkında temyize konu kararda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, bu husus hükmün davacı lehine bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.