Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14459 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7214 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AKÇAABAT 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2013NUMARASI : 2012/174-2013/306Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı Z.. K.. vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davalıların .. ilçesi ..beldesi ..mevkiinde kain 162 ada 9 ve 10 sayılı parsellerin malikleri olduklarını, taşınmaz üzerinde tek katlı, iki daireli, binanın bulunduğunu, dairelerden birinin müvekkilinin kayın pederi tarafından 30-35 yıl önce diğerinin ise müvekkili tarafından yaptırıldığını, taşınmaz hakkında davalılarca ortaklığın giderilmesi davası açıldığını taşınmazın satılması için çalışmalara başlandığını belirterek, taşınmaza yaptığı muhdesat bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı F.E.. cevabında; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, aksi takdirde davacının, binanın yapıldığı taşınmazda malik sıfatına haiz olmadığını, yaptığı imalatların diğer hissedarların oluruyla yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı Z.. K.., P.. K.., Y.E.. cevaplarında, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evleri muris babalarının yaptırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece; davacının, dava dilekçesinde 1985 tarihinde inşaata başladığını ve 2004 yılında inşaatın tamamlandığını, dava dilekçesinde ve diğer beyan dilekçelerinde ise inşaatın 1995 yılında tamamlandığını beyan ettiği bu suretle inşaatın yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Davacı; malik olmadığı taşınmaza yaptığı muhdesat bedelini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre maliklerden talep etmektedir.Uyuşmazlık; davacının,malik olmadığı taşınmaza yaptığı muhdesat bedelini talep etme hakkının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.Paydaşlığın giderilmesine konu olan taşınmaza paydaş dışında birisi tarafından faydalı ve zaruri masraf yapılmış ise, bu masraf ancak paydaşlığın satış yolu ile giderilip satış bedelinin ödenmesinden sonra, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebilir.Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın taşınmaz maliklerine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle sebepsiz zenginleşme, satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Bu durumda, sebepsiz zenginleşmeye dayanan dava hakkı ve zamanaşımının başlangıç tarihi ortaklığın giderilmesine konu taşınmazın, satışının yapılıp bedelinin taşınmaz maliklerine ödendiği tarihte başlar. Buna göre, somut olayda; öncelikle paydaşlığın giderilmesine konu davanın eldeki dosya içine alınarak, taşınmazın satışının yapılıp, bedelinin taşınmaz maliklerine ödendiği tarihin saptanıp, neticesine göre hüküm kurulması gerekirken bu konuda bir değerlendirme ve inceleme yapılmadan, muhdesatın yapıldığı tarihin zamanaşımının başlangıç tarihi olarak kabulü ile muhdesatın yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.