Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14459 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11616 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafakanın artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin herhangibir işinin olmadığı ailesi ile birlikte yaşadığı müşterek çocuğun büyüdüğü ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek müşterek çocuk için takdir edilen 100 TL nafakanın 300 TL'ye, müvekkili için takdir edilen 150 TL yoksulluk nafakasının ise 300 TL'ye yükseltilmesini istemiştir.Davalı nafakayı ödeyecek durumu olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; celbedilen kayıtlara göre davalının ekonomik durumunun iyi olmadığı ve ödeme yapamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Vaki temyiz talebi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 18/01/2012 tarih ve 2011/16662 E.-2012/1019 K.sayılı kararı ile "mahkemece yoksulluk ve iştirak nafakalarının takdir edilecek miktarda arttırılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesi bozma nedenidir" belirtilerek karar bozulmuştur.Bozma kararı uyarınca Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı ... lehine 150 TL, ... lehine 175 TL nafaka taktirine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumuna göre takdir edilir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli ve gelirleri de dikkate alınır.Hâkim, nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasındaki bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir.TMK'nın 176/3 maddesine göre, "irad biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın alacaklı tarafın yeniden evlenmesi yada taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkacağı" hüküm altına alınmış 4.fıkrasında ise ''Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği" 331.madde de ise "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; taraflar arasında görülen boşanma davasında, müşterek çocuk lehine 100 TL iştirak nafakasına davacı lehine 150 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş; davacı tarafından, nafakanın arttırılması talebiyle açılan iş bu davadan sonra davacı 27.01.2011 tarihinde evlenmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulmak suretiyle, davacının evlenmiş olduğu hususu nazar-ı dikkate alınmadan ve dava konusunun nafaka arttırım talebi olmasına rağmen davacı ve müşterek çocuk lehine ilk defa nafakaya hükmedilir gibi "... lehine 150 TL, ... lehine 175 TL nafaka taktirine" şeklinde hüküm tesisi uygun bulunmamıştır.O halde mahkemece yapılacak iş; davacı lehine iş bu davanın açıldığı tarihten davacının evlendiği 27.01.2011 tarihine kadar olan dönemi kapsayacak şekilde yoksulluk nafakasının arttırılması cihetine gidilmeli; hükmü ise iştirak nafakası ile yoksulluk nafakasının arttırılması şeklinde kurmak olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.