Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14446 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7468 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TRABZON AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 04/02/2014NUMARASI : 2013/603-2014/41Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı, davalı ile 25.05.2012 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davalı lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının sigortalı bir işte çalıştığını ve yoksulluk durumunun ortadan kalktığını ileri sürerek, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı, asgari ücretle çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının işsiz olduğu, davalının ise bir kafede asgari ücretle çalışmaya devam ettiği ve düzenli gelir sahibi olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı lehine takdir olunan aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.Yine; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak kabul edilmemektedir (HGK 07.10.1998 gün 1998/2-656 G.688 K., HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3-84 E.-95 K.sayılı kararları).Somut olayda, tarafların 25.05.2012 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davalı lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, boşanma davasının açılış tarihinin 23.10.2009, karar tarihinin 07.04.2011 tarihi olduğu, davacı Murat'ın boşanma davası sırasında da sigorta kaydının bulunmadığı, sigorta sonlanma tarihinin 30.06.2009 tarihi olduğu ve davacının işsiz olduğu, davalı Derya'nın ise sigorta kayıtlarına göre işe giriş tarihinin 01.04.2004 tarihi, sigorta sonlandırma tarihinin ise 2013/12. ayı olduğu, her iki tarafın da boşanma davası sonrasında sosyal ve ekonomik durumunda değişiklik olmadığı, nafaka alacaklısı kadının ekonomik ve sosyal durumunda yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirecek bir değişikliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, tarafların ekonomik ve sosyal durumunda yoksulluk nafakasının kaldırılmasını haklı kılacak bir değişikliğin olmadığı göz önünde bulundurularak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.