Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14438 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11551 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin işlettiği otelde davalı şirket yetkililerince yapılan kontrolde elektrik sayacındaki bakanlık mührünün koparılması nedeniyle kaçak elektrik kullanıldığından bahis ile tutanak tutulduğunu, bu tutanak nedeniyle mühür bozma ve elektrik hırsızlığı suçlarından yargılanan müvekkilinin beraat ettiğini, ancak bu yargılama sırasında müvekkilinin davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen 6.853,06 TL yi ödediğini, bu nedenle davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; yersiz ödenilen 6.853,06 TL nin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; ceza mahkemesince verilen beraat kararının hukuk hakimini bağlayıcılığının bulunmadığını, ayrıca davacıya ait sayacın 20.02.2007 ila 21.05.2007 ve 24.05.2007 ila 07.06.2012 tarihleri arasında tüketim kaydetmediğini, sayacın kontrol için gönderildiği Sanayi ve Ticaret Bakanlığı l İl Müdürlüğünce yapılan kontrolünde bakanlık mühürlerine müdahale edildiği (açılıp kapandığı) ancak sayacın mekanik aksamına müdahale edilip edilmediğinin tespit edilemediği yönünde rapor düzenlendiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu savunarak; davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davacı hakkında tutulan tutanakta mühürlerin kopartıldığı ancak mekanik aksama herhangi bir müdahalede bulunulmadığının bildirildiği, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre otelde kurulu olan güce göre davacının ödemiş olduğu elektrik faturalarının normal değerde olduğu, bu nedenle davacıdan kaçak elektrik kullandığından bahisle alınan 6853,06 tl nin haksız olduğu ve davalı şirketin sebepsiz olarak zenginleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle ödenilen tüketim bedelinin, ceza davasında beraat kararı verilmesi üzerine istirdadı istemine ilişkindir.818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Ceza Hukuku ile Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53. maddesi; “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir.Görülmektedir ki, beraat kararının tespit ettiği vakıa bakımından kesin delil teşkil edebilmesi için, beraat kararında o vakıanın mevcut olup olmadığının delillerle kesin biçimde tespit edilmiş olması gerekir. Buna karşılık, delil yetersizliğinden verilmiş beraat kararı, konusu olan vakıanın mevcut olup olmadığını delillerle kesin biçimde tespit etmediği için hukuk mahkemesinde kesin delil teşkil etmez. Ceza mahkemesinin yeterli görmediği delilleri, hukuk mahkemesi tazminat için yeterli görebilir.(Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, s. 705).Somut olayda; davacı (sanık) hakkında elektrik hırsızlığı ve mühür bozma suçları nedeniyle Ayvalık 1. Asliye Ceza Mahkemesine ait 2008/411 Esas 2009/46 Karar sayılı dosya ile yapılan yargılamada beraatına karar verilmiş fakat kararda suçun sanık tarafından işlenip işlenmediği kesin biçimde tespit edilmemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ceza mahkemesi tarafından verilen bu beraat kararının, hukuk mahkemesini bağlayıcı olmadığı, eş söyleyişle kesin delil teşkil etmediği açıktır.Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, uzman bilirkişi kurulundan davalı şirketin davacıdan talep (ve tahsil) ettiği kaçak elektrik bedelinin, Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayımlanan usul ve esaslarda açıklanan yönteme göre belirlenip belirlenmediği hususunda rapor aldırılması, ondan sonra toplanan deliller ile birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, kesin delil teşkil etmeyen ceza mahkemesi kararına göre eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.