MAHKEMESİ : ANKARA BATI 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2013/4529-2013/507Taraflar arasında görülen su aboneliği davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dilekçesinde; Ankara İli, .. ilçesi.. mah. 1672 sok. .. Sitesinde bulunan bağımsız bölümü için, bireysel su aboneliği başvurusunda bulunduğunu, davalı kurumca talebinin reddedildiğini; oysa, abonelik için, davalı kurumun yapı kullanım izin belgesini şart koşmasının yasalara aykırı olduğunu ileri sürerek; mağduriyetinin giderilmesi açısından, su abonelik sözlemesinin tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunmuş esası bakımından da; dava konusu konutun yapı ruhsat tarihinin 18.09.2009 tarihli olup, davacıya geçici abonelik verilmesinin mümkün olmadığını savunup; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; "Dosya kapsamına göre, davacıya ait bağımsız bölümün yer aldığı binanın yapı(inşaat) ruhsatının 18.09.2009 tarihinde alındığı, dolayısıyla İmar Kanunu'nun geçici 11.maddesinde ifade edilen istisnai halin, eldeki dava bakımından uygulamayacağı anlaşıldığından; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur, gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.3194 sayılı İmar Kanununun Yapı Kullanma İzni başlıklı 30. maddesinde; "Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye... ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir" denilmektedir.Yine aynı kanunun Kullanma İzni Alınmamış Yapılar başlıklı 31. maddesinde de; "İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir." hükmü bulunmaktadır. Açıklanan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde yapı kullanma (iskan) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların izin alınıncaya kadar belediye hizmetlerinden ve tesislerinden faydalanamıyacakları açıktır.Hal böyle iken, yasa koyucu; ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış olup, buna rağmen yapı kullanma (iskan) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 3194 sayılı İmar Kanununa 5784 sayılı yasanın 25. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesi ile bir istisna getirmiştir. 26.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren bu madde; "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon ve doğalgaz gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak, geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde, aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür." hükmünü ihtiva etmektedir.Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalardan sonra, somut olaya dönüldüğünde; davacıya ait bağımsız bölümün yer aldığı binanın yapı kullanma (iskan) izninin bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, ibraz edilen belgeden, yapı (inşaat) ruhsatının ilk defa 07.04.1999 tarihinde alındığı, 18.09.2009 tarihinde de yenilendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar , mahkemece; binanın yapı (inşaat) ruhsatının 18.09.2009 tarihinde alındığı ifade edilerek, davacı talebi reddedilmiş ise de; yukarıda da işaret edildiği gibi, inşaatın başlama tarihi (ilk ruhsat tarihi) 07.04.1999 tarihidir. O halde, mahkemece; davaya konu yere ilişkin ferdi abonelik tesisinin, yasanın geçici 11.maddesindeki istisnai halden yararlandırılarak yapılmasının mümkün olduğu gözetilerek, bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılıp, sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hükam kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.