Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14412 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14839 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesinde; davalı ile ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.02.2011 tarih ve 2010/878 Esas 2011/116 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalının, şayet nafaka talebi olursa boşanmayacağı ve bu konuda sıkıntılar yaratacağı yönünde kendisini tehdit etmesi nedeniyle boşanma davasında nafaka talep etmediğini, maddi sorunlarının ortaya çıktığını, çalışamadığı için yoksul duruma düştüğünü belirterek, aylık 400TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı cevabında; müşterek çocuklarının velayetinin davacı annede olmasına rağmen, çocuğunun kendisinin yanında kaldığını ve bütün masraflarını kendisinin karşıladığını, kirada oturduğunu, günün ekonomik şartlarına göre geçimini zor karşıladığını, davacıya nafaka verebilecek durumunun olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak açtığı boşanma davasında, nafaka talebinde bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davacıya atfedilecek bir kusur bulunmadığı, davacının aralarında görülen şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davasında nafaka talebinde bulunmadığı, geleceğe yönelik nafaka talebinden vazgeçmediği, bu nedenle davacının ayrıca açacağı bir dava ile nafaka talebinde bulunmasına yasal bir engelin olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, aylık 300 TL.yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'nun 175.maddesinde; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla diğer taraftan nafaka isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, taraflar, Gemlik Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.02.2011tarih 2010/878 E-2011/116 K.sayılı ilamı ile boşanmışlar, davacı kadın 24.02.2011 tarihli celsede davalı kocadan herhangi bir talebi olmadığını beyan etmiş, boşanma ilamı temyiz edilmeksizin 13.04.2011 tarihinde kesinleşmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "davadan feragat" başlıklı 307/1.maddesinde; "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir." şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı Kanun'un 309/1.maddesinde; "Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. "; 311/1. maddesinde ise: "Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." hükümlerine yer verilmiştir.Açıklanan bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere;Dava yoluyla bir hak talebinde bulunulabilmesi için, o hakkın maddi hukuk bakımından mevcut olması gerekir; hiç var olmayan veya başlangıçta var olmakla birlikte feragat nedeniyle bizzat hak sahibi tarafından ortadan kaldırılan (böylece, borçlu yönünden söndürülen) bir hak için, usul hukukunun kurum ve kuralları kullanılarak talepte bulunulması mümkün değildir.Feragat, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemidir. Feragatten dönülmesi ve HMK.'nun 176.maddesine göre, ıslah yolu ile feragatin hükümsüz kılınması olanaksız ise de, irade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir (HMK. 311/1-2. cümle; Kuru, B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, Cilt:IV, İstanbul 2001, sahife:3646 vd.)Bilindiği gibi, feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelmektedir. Davadan feragat neticesinde, feragate konu hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz (Postacıoğlu,İ.E.:Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6.Bası, İstanbul 1975, sahife:479).Boşanma davasında davalıdan hiçbir talebi olmadığını belirten davacının bu beyanı, açıkca "yoksulluk nafakasından feragat" edildiği anlamındadır ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşmesi nedeniyle açtığı yoksulluk nafakası davasında kendisini bağlamaktadır. Bu nedenle davacı kadın yoksulluk nafakası talep edemeyecektir. (HGK 12.06.2013 tarihli 2012/3-1626 E- 2013/813K sayılı ilamı, HGK 06.03.2013 tarihli 2012/3-836 E- 2013/306K sayılı ilamı)Mahkemece, davacı kadının açmış olduğu iş bu dava ile yoksulluk nafakası talep edemeyeceği dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.