Davacı ... Yağ Gıda Nak.San.Tic.Ltd.Şti. Yetkilisi ... ile davalı ... aralarındaki menfi tespit-istirdat davasına dair ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.05.2013 günlü ve 2012/347 E.-2013/250 K.sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 17.02.2014 günlü ve 2013/17945 E.-2014/2288 K.sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, kaçak elektrik tüketim bedelinin fazla hesaplandığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.Davalı vekili, sayacı besleyen ölçü gerilim trafolarına ait seksiyonerin kolu boşaltılmak suretiyle açılmış olduğunu, bu şekilde sayacın devre dışı bırakılmış olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davacının aboneliğinin olduğu sayacı besleyen ölçü gerilim trafolarına ait seksiyonerin kolu boşaltılmak suretiyle açılarak sayacın devre dışı bırakıldığı, bu şekilde kaçak elektrik kullanıldığı, ihtilafsız dönem esas alınarak yapılan bilirkişi değerlendirmesine göre elektrik kullanım bedelinin 45.714 TL olması gerekirken 122.102 TL tahakkuk ettirildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabul??ne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine, 19.Hukuk Dairesinin, 22.02.2012 gün ve 2011/11183 Esas, 2012/2575 Karar sayılı ilamı ile “... Davalı vekili hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazında ihtilafsız olarak kabul edilen dönemin süreklilik arz etmediğini, bu nedenle kurulu güce göre hesaplama yapılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca sayacın kaydettiği 43.200 KWh’nin dikkate alınarak, mükerrer tahakkuku önleyecek şekilde sayacın endeksinin ilerletildiğini ve kaçak elektrik faturasının da buna göre düzenlendiğini, bu nedenle bilirkişinin hesaplama yaparken hatalı şekilde mükerrer indirim uyguladığını ileri sürmüştür. Gerekçesi de belirtilerek yapılan bu itirazları karşılayacak açıklamalar, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bulunmadığı gibi kararının gerekçesinde de yer almamaktadır. Bu durumda, mahkemece konusunda uzman kişilerden oluşacak yeni bir bilirkişi kurulundan, davalı vekilinin itirazlarını da karşılayacak ve mahkeme ile Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilirkişi raporu alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır, gerekçesiyle” mahkemece kararı bozulmuştur.Mahkemece, bozmaya uyulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda; "Davacı vekili beyanı, davalı vekili beyanı, ... 1.Asliye hukuk mahkemesinin 1995/827 esas 1997/270 karar sayılı dosyası, keşif sonucunda alınan elektrik mühendisi bilirkişi ... tarafından tanzim edilen rapor, yargıtay bozma ilamı, yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişiler kurulu raporu ve tüm dosya mündericatının birlikte değerlendirilmesiyle mahkememizce yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiğinden yargıtay bozma ilamı doğrultusunda rapor alınması için yazılan talimat üzerine ... 24. Asliye hukuk mahkemesince 2 elektrik mühendisi 1 hesap uzmanı hukukçu bilirkişiden oluşan heyetten alınan raporun oluşa, bilimsel gerçekliğe ve yargıtay bozma ilamına uygun olduğu bu nedenle bilirkişiler kurulu raporuna itibar edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla itibar edilen elektrik mühendisleri ..., ... ve hesap uzmanı hukukçu bilirkişi ... tarafından hazırlanan rapora göre davacı şirkete ait iş yerinde bulunan yüksek gerilim ölçü bölmesindeki gerilim trafolarına ait seksiyonerin açılarak sayacın endeks kaydetmesinin önlenmesi kaçak elektrik tüketimine yönelik bir eylem olduğu bu nedenle davacı abone hakkında yapılan kaçak elektrik kullanımına yönelik uygulamanın doğru olduğu, davacı abonenin iş yerinde tek vardiya olarak çalıştığını ispat edemediği, itibar edilen bilirkişiler kurulu raporunda üç vardiya olarak çalışma esasına göre yapılan hesaplamanın doğru olduğu, yasal mevzuata göre kaçak elektrik kullanımına ilişkin tutanak aksi sabit oluncaya kadar geçerli bir belge olup davacı tarafın tutanağın aksini ispatlayamadığı, davacının işyerinde üç vardiya olarak çalıştığını kabul etmek gerektiği, bu kabule göre açılan davanın ispat edilemediği, davanın sübut bulmadığı bu nedenle davanın reddi gerektiği düşünülerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir, gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 17.02.2014 gün ve 2013/17945 E.-2014/2288 K.sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, bu kez, 17.03.2014 tarihli dilekçesiyle kararın düzeltilmesini talep etmektedir. Dairemizce, yeniden yapılan incelemede; Mahkemece, bozmaya uyulmakla birlikte, bozma gereğince inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, “... dosya kapsamından davacıya ait tesiste üç vardiya mı? Yoksa bir vardiya mı çalışma yapıldığı anlaşılamamaktadır. Özetle, dosya kapsamından davacıya ait abonelikte kaç vardiya çalışıldığını tespit etmek mümkün olmadığından taktiri mahkemenize ait olmak üzere iki alternatifli hesaplama yapılmıştır. Kaçak elektrik tüketimi yapılmış olması nedeniyle; davalı ... EDAŞ (FEDAŞ'ın) talep edebileceği bedelin; farbikanın üç vardiya halinde çalıştığının kabulü halinde 112.025,09 TL olduğu, fabrikanın bir vardiya halinde çalıştığının kabulü halinde 27.249,00 TL olduğu hesaplanmaktadır.” denilmekte, mahkemece de davacıya ait tesiste 3 vardiya halinde çalışıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Oysa, TMK.nun 6.maddesine göre; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.Davalı tarafın, davacıya ait fabrikada 3 vardiya halinde çalışma yapıldığına dair bozmadan önceki yargılamada bir savunması bulunmamaktadır. Temyiz dilekçesinde de “Kurulu güç üzerinden” hesaplama yapılmasını istediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 29.12.2005 tarih ve 622 Karar Nolu Kurul Kararı'nın 1 maddesinin D) bendinin 3. fıkrası "Sanayi abone grubundan enerji alanlar ile turistik tesisler, akaryakıt istasyonları, hastaneler, alışveriş merkezleri gibi vardiyalı hizmet veren müşterilerden, tek vardiyalı çalışanlar için 200 saat, iki vardiya çalışanlar için 400 saat, üç vardiya çalışanlar için 600 saat kabul edilir. Vardiya sayısının tespitinde dağıtım şirketi görevlilerinin tespiti ve şirket kayıtları, bunun mümkün olmaması halinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen resmi belgeler göz önüne alınır. Çalışma saatlerinin yukarıda belirtilenlerden daha fazla olmasının tespiti durumunda ise, tespit edilen saatler esas alınır.” hükmünü ihtiva etmektedir. Buna göre mahkemece; belirtilen bu hüküm çerçevesinde davacı şirkete ait fabrikanın vardiya sayısının ve buna bağlı olarak çalışma saatinin belirlenmesi, ondan sonra bilirkişiden rapor aldırılması gerekirken, bu husus gözetilmeden dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edilmesi ve buna bağlı olarak eksik inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde davanın reddine ilişkin kurulan hükmün bozulması gerekmektedir.Ne var ki, temyiz incelemesi sırasında bu hususlar gözden kaçmış ve mahkeme kararının sehven onandığı anlaşılmakla; davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemize ait, 17.02.2014 tarihli, 2013/17945 Esas-2014/2288 Karar sayılı “Onama” ilamının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemece kararının BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.