MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili, davasında ve birleşen 2012/463 Esas sayılı davasında; ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini dava ve talep etmiş, yargılama sırasında ise 10 adet 25 gram altın bilezik, bir gerdanlık, yüzük, ince set ve bir ... bilekliğin aynen iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı kadına düğün günü takılan ziynet eşyalarının, güvenli olduğu gerekçesiyle davalının annesi tarafından evinde bulunan kasada muhafaza edildiği, daha sonra bu takıların davacı kadına iade edilmediği, davalı ...'nin boşanma dosyasında verdiği yeminli beyanında ziynet eşyalarının kendisinde olduğunu belirttiği, bu suretle davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü cihetine gidilmiş ve 10 adet 25 gramlık bilezik, bir adet gerdanlık, bir adet yüzük, ince set, bir ... bilekliğin davalılardan alınarak davacı kadına aynen iadesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 maddesi, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararın da kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur.Ayrıca, İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; taşınır tesliminde, borçlunun yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır hükmü bulunsa da aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.Gerek tefhim edilen ve tutanakla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler hükmü gereğince cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Somut olayda bu yön gözetilmeden aynen iadesine karar verilen ziynet eşyalarının gram ve ayarlarının hüküm fıkrasında ayrıntılı olarak belirtilmemesi doğru görülmemiştir.Bundan ayrı olarak, Mahkemece, dava konusu hakkın değerinin tespiti amacıyla konusunda uzman kuyumcu bilirkişiden rapor alınmadan hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Her ne kadar davacı vekili son celsede aynen iade talebinde bulunmuş ise de, dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin sağlıklı bir şekilde hesaplanması ve ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin tespiti için kuyumcu bir bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arzetmektedir. Bu nedenle, mahkemece kuyumcu bilirkişiden rapor alınmadan, iadeye karar verilen ziynet eşyalarının değeri ve nitelikleri tespit edilmeden eksik incelemeye dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.