Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14370 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5976 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ÇAY ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 29/01/2015NUMARASI : 2014/333-2015/44Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; üniversite öğrencisi olduğunu, eğitimine devam edebilmek için davalı babasının maddi desteğine ihtiyaç duyduğunu belirterek; aylık 1.000,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacının annesine ve kardeşine de nafaka ödediğini, davacının talep ettiği nafaka miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile aylık 300,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından, takdir edilen nafakanın az olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir.Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 300,00 TL yardım nafakasının davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2)Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364)Bu bağlamda belirlenecek nafakanın, nafaka alacaklısının geçinmesi için yeterli ve nafaka yükümlüsünün geliriyle de orantılı olması gerekir. Nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 11.07.1996 doğumlu davacının, Dumlupınar Üniversitesi Kütahya Sağlık Yüksekokulu Fizyoterapi ve Rehabilatasyon Bölümü öğrencisi olduğu, özel bir yurtta kaldığı, yurda aylık 400,00 TL ödediği, annesinin ev hanımı olduğu ve davalıdan aylık 300,00 TL nafaka aldığı, 09.01.1999 doğumlu kardeşinin Burdur Fen Lisesi'nde okuduğu ve davalıdan aylık 200,00 TL nafaka aldığı, öğretmen olan davalı babanın aylık 2.300,00 TL geliri olduğu, aylık 150,00 TL kira ödediği, Konya ili, Selçuklu ilçesinde bir evi ve adına kayıtlı bir aracının bulunduğu, davacının reşit olmadan önce davalıdan aylık 250,00 TL nafaka aldığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; nafakanın niteliği, davalı babanın ve dava dışı annenin gelir durumu, davacının ihtiyaçları, davacının reşit olmadan önce lehine hükmedilmiş nafaka miktarı göz önünde bulundurularak, davacı lehine daha yüksek oranda bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.