Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14369 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10944 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : ANTALYA 5. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2013/620-2013/1153Taraflar arasındaki vasiyetnamenin açılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde mirasçı N.. G.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavada, M.. D.. tarafından, Antalya 2.Noterliğinde düzenlenen 19.03.2007 tarihli vasiyetnamenin açılıp okunması talep edilmiş, mahkemece; sözü geçen vasiyetnamenin açılıp okunmuş sayılmasına karar verilmiş, hüküm, mirasçı N.. G.. tarafından, yargılama sırasında kendisine usulüne uygun tebligat yapılmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.Dava;vasiyetnamenin açılması istemine ilişkindir.Vasiyetname, bir kişinin, ölümüne bağlı olarak gerçekleşmesini arzu ettiği istek, emir ve kararlarını içeren, tek taraflı, ölüme bağlı bir hukuki işlem türü olup, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi tarafından açılır, ilgililere tebliğ olunur. Bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır. (TMK 596/1-2) Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tesbit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmalarını temine yönelik bir işlemdir. Bu nedenle, Sulh Hakiminin görevi, vasiyetnameleri açarak lehine kazandırma yapılan kişi ile yasal mirasçılarına vasiyetnamenin onaylı bir örneğini tebliğ edip, vasiyetnamenin açılması sırasında hazır bulunmak üzere çağrılmalarını sağlamaktır.Bilinen tüm mirasçılar ve diğer ilgililer usulüne uygun çağrılmadan, vasiyetnamenin açılıp okunması doğru değildir. Buna göre ilgililere yapılacak tebligatların usulüne uygun yapılması gerekir. Bu bağlamda temyize konu uyuşmazlık; mirasçı N.. G..'ye yargılama sırasında gönderilen tebligatın, usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Kural olarak tebligat; tebliğ yapılacak kişiye, bilinen en son adresinde yapılır. (Teb. K. m.10, Teb. Kan.Yön m.16) Somut olayda, vasiyetnamenin mirasçı N.. G..'ye tebliğine dair 06.07.2013 tarihli tebligatta, tebliğatın bizzat muhataba yapıldığına dair kaşe basılmıştır. Mirasçı N.. G.., tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla hükmü temyiz etmiş, tebligattaki imzanın, kendisine ait olmadığını ispat etmek için temyiz dilekçesinin ekine, imza örneklerinin bulunduğu, 29.01.2013 tarihli "Araç Tesciline İlişkin Geçici Belge" başlıklı belgeyi, 29.01.2013 tarihli araç satış sözleşmesini, 03.07.2012 tarihli kredi borç senedini sunmuştur. Temyiz eden mirasçının, temyiz dilekçesi ekinde sunduğu, farklı tarihlerde tanzim edilmiş evraklardaki imzaların bir biriyle aynı olduğu ancak bu imzaların temyize konu vasiyetnamenin tebliğine ilişkin tebligattaki imzadan farklı olduğu çıplak gözle yapılan incelemede anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, tebligattaki imzanın mirasçı N.. G..'ye ait olup olmadığı hususu üzerinde durularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.