Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14343 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10741 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen "Harici Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalı müteahhitten vekili ... aracılığı ile harici gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını, sözleşmede kararlaştırılan bedel ödendiği halde davalının taşınmazın devrini gerçekleştirmediğini, sözleşme bedeli olan 40,000,00 .... 20.000,00 tutarının peşin olarak ödendiğini, bunlara dair 4 adet tahsilat makbuzu alındığını, geriye kalan 20.000,00 tutar için ise müvekkilinin oğlu ...'ın davalı inşaatında alçı-sıva ve kartonpiyer işini yaptığını, müvekkilinin kızı, damadı ve torunlarının fiilen daireye yerleştiğini, ödenen tutarın gerçek alım gücü veya satışa konu dairenin rayiç değeri dikkate alınarak belirlenecek tutarın ihtarname tebliğinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeni ile geçersiz olduğunu, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığı gibi alacaklı olduğunu, davacının kızı ve damadının dava konusu taşınmazda 5 yıldır oturduklarını, kendilerinden kira bedeli alınmadığını, peşinat olarak alınan 20.000,00 DM'den 10.000,00 DM'nin davacı kızı ...'a iade edildiğini, geriye kalan 10.000,00 DM'nin ise kira bedeline mahsubunun gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 18.641,97 TL'nin 16/05/2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak süresi içinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıda yer alan temyiz itirazları dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dosya içerisinde davacı tarafından davalıya çekilmiş bir ihtarname sözkonusu olsa da; ilgi ihtarnamenin bedel içermediği, bu itibarla BK md. 101 uyarınca usulune uygun tanzim kılınmadığı anlaşılmıştır.Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre; borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan usulune uygun tanzim kılınmış bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.BK.101/1 maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. O halde somut olayda, davalılar için keşide olunan usulune uygun tanzim kılınmış bir ihtarname sözkonusu olmadığından; dava tarihinden itibaren faize hükmolunması gerekirken HMK md. 26 hilafına talep de aşılarak ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.