MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, tarımsal sulama abonesi olduğunu, kaçak elektrik kullanıldığı belirtilerek davalı tarafından 58.629,10 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanmadığını öne sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı,davanın reddini savunmuştur.Mahkemece benimsenen 09.08.2012 tarihli rapora göre davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 19.052,18 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Kararı, taraflar temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.Somut olayda, kaçak elektrik tespit tutanağında davalının tarımsal sulama amacıyla sayacı devre dışı bırakarak kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği açıklanmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 23.12.2011 tarihli ilk raporda, ürünün sulama dönemi ve sayaç endeksi esas alınarak yapılan hesap sonucu davacının kaçak elektrik kullanmadığı vurgulanmıştır. Mahkemece alınan 09.08.2012 tarihli ikinci bilirkişi raporunda ise, davacı eyleminin yönetmelikte kaçak elektrik kullanmak olarak tanımlandığı, davacının borcunun 39.576,92 TL olduğu bildirilmiş, ikinci bilirkişi raporu mahkemece benimsenerek hüküm kurulmuştur. HMK’nun 281. maddesinde, tarafların bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişi raporuna itiraz sebepleri belirtilerek bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını, ayrıca yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri açıktır. İlk derece mahkemesince ise, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği gözönüne alınmalıdır.Ayrıca, ilk bilirkişinin düzenlediği rapor ile hükme dayanak yapılan ikinci bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğundan, çelişkili raporlara dayanılarak karar verilemeyeceğinden belirtilen çelişkinin giderilmesi uygun olacaktır.Hal böyle olunca, mahkemece ilk bilirkişinin düzenlediği rapor ile ikinci bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin üçüncü kez bilirkişi incelemesi yaptırılarak giderilmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.