Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14270 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6973 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : HAYRABOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2013NUMARASI : 2012/84-2013/289Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının kiralamış olduğu tarlaya silaj mısırı ektiğini, bu sırada taşınmazın davalıya ihale yolu ile satıldığını, zararını tespit ettirdiğini belirterek, 2.089.63.- TL nin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının yeri kendisine kiraya veren kişilerden talepte bulunması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmazın, dava dışı bir kişiye ait iken 20/06/2011 tarihinde davalıya ihale yolu ile satıldığı, taşınmazın niteliğinin tarla olduğu, satışın 28/06/2011 tarihinde kesinleştiği konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Tanık beyanlarına göre de mısır ürünü 2011 yılının Nisan/Mayıs aylarında davacı tarafından ekilmiş, taşınmazı satınalan davalı ise ürünü biçmiştir.Uyuşmazlık, davacı tarafından ekilen ve davalının taşınmazında bulunan mısır ürünü yönünden davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasında toplanmaktadır.TMK.nun 729/1.maddesinin yollaması ile 722/1.maddesinde; “Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur.” Aynı kanunun 723/3.maddesinde ise; “...malzeme sahibi iyiniyeti değilse hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.” denilmekte ise de bu hükümde yer alan hak ayni hak niteliğinde olmayıp, şahsi hak (alacak hakkı) dır. Bu hak (723.maddeye dayanılarak) taşınmazı alan yeni malike karşı ileri sürülemez.Bu durumda; davacı, BK.nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine davalıya karşı dayanamaz. Zira, BK.nun 61 v.d.maddeleri gereğince, “hukuken geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir başkasının malvarlığından istifade ederek kendi malvarlığını artıran kimse elde ettiği kazanımı geri vermek zorundadır.”Buna göre; davacının ektiği ve davalıya ait taşınmazın üzerinde kalan mısır ürünü yönünden bunların sahibi olan davalı sebepsiz zenginleşmemiştir. Diğer bir deyiş ile taşınmazın ve üzerindeki varlıkların bedelini dava dışı malike ödeyen davalı bunların mülkiyetini kazanmıştır. Davacı ise yeri kendisine kiraya veren kişilere yönelerek varsa sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağını talep edebilecektir. Mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekir iken, anılan ilkeler gözardı edilerek, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.