Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14222 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11246 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının süt üreticisi olduğunu, üretmiş olduğu sütleri müvekkili olan kooperatife verdiğini ve bedelini aldığını, davacı kooperatifin davalının yem ve diğer elinde olan ihtiyaçlarını karşıladığını ve süt bedelinden mahsup etmekte iken davalının aldığı yemlerin parasını ödemediğini, ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/115 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ancak ilamsız takip olması neticesinde inkar neticesi ile takibin durduğunu, davanın kabulü ile 01/10/2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile inkar tazminatı ve masrafların davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacı kooperatife üye iken 2007 yılında kooperatiften ayrıldığını, kooperatife borcu olmadığını, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece açılan davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; taraflar arasındaki ilişkinin hangi hukuki sebebe dayalı olduğu ve varılacak sonuca göre zamanaşımı süresinin ne olması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Somut olayda; davalının süt üreticisi olduğu ve davacı kooperatife süt verdiği, karşılığında davalının yem ve diğer ihtiyaçlarını karşıladığı ve süt bedelinden mahsup ettiği, kooperatifin mahsup edilen miktar dışında davalıdan alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır. 16.01.2013 tarihli Bilirkişi Raporu ile, davalının davacı kooperatife 01.10.2007 tarihi itibariyle 523,90 TL borcu olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında kurulan hukuki ilişki; trampa sözleşmesi niteliğinde olup, davacının bu sözleşme ilişkisine dayanarak alacak talep ettiği açıktır. O halde, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre değil, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının da buna göre belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, alacağın Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu ve dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolmadığı göz önünde tutularak işin esasına girilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.