MAHKEMESİ : ANKARA 8.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2013NUMARASI : 2012/122-2013/34 Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde davalının su abonesi olduğunu, hakkında kaçak su tutanağı tutulduğunu, yapılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde kaçak kullanımı davalının kiracısı olan şirketin gerçekleştirdiğini, davalının sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece kaçak su tutanağına konu yerin davalının fiili kullanımında olmadığı gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; davalının aboneliğinin bulunduğu işyerinde kaçak su kullanılmasından dolayı sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Kullanılan kaçak su bedelinden abonelik sözleşmesi uyarınca abone sorumlu olduğu gibi abone dışında fiilen kaçak su kullanan kişi de sorumludur. Somut olayda; davalının davaya konu kaçak su tutanağının düzenlendiği işyerinin su abonesi olduğu ancak aboneliğini sonlandırmaksızın işyerini kiraya verdiği anlaşılmaktadır. Bu durum abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz. Açıklanan nedenle aboneliğini iptal ettirmeyen ve kullanıma sebebiyet veren abone davalının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. HGK.nun 24.9.2003 gün ve 2003/13-492 E.-505 K.sayılı kararında da aydınlatıldığı üzere; "davalı su abonesinin, hizmet alma ihtiyacının tahliye yüzünden artık ortadan kalkmasıyla birlikte, basit bir başvuru işlemiyle abonelik sözleşmesini sona erdirip; sözleşme nedeniyle hem kendisi ve hem de karşı taraf nezdinde doğmuş tüm hak ve borçlardan arınmış olarak kiralanandan ayrılması mümkün iken, bunu yapmayarak, kendi aboneliği üzerinden üçüncü kişilerin su kullanmasına olanak tanımış olması dahi, sözleşme hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı, dolayısıyla da, sonuçlarına katlanılması gereken bir davranış niteliğinde kabul edilmelidir" denilmek suretiyle abonenin aboneliğini iptal ettirmediği sürece sorumluluğunun devam edeceği benimsenmiş olup, abonenin sorumluluğunun bulunduğu kabul olunmalı ve uyuşmazlık çözümlenmelidir. Bu durumda mahkemece taraf delilleri toplanıp, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak doğacak sonuca uygun olarak esastan bir karar verilmesi gerekirken anılan ilkeler gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Uyuşmazlık kaçak su kullanımından kaynaklandığı halde gerekçeli kararda kaçak elektrik kullanımından sözedilmiş bulunması da isabetli bulunmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.