Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14217 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6924 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2000 yılından itibaren çocukları ile birlikte 254/A ... No:34 ... Mahallesi ... .../... adresinde yaşadıklarını, 2001 yılının Ocak ayında meydana gelen ölümlü elektrik çarpması olayından sonra davalı Kurumun mahalle muhtarından aldığı listelerle, orada oturan her hane reisine kaçak elektrik prosedürünün uygulandığını, 2002 yılının Ekim ayında davalı Kurumun dava konusu mahalleye elektrik aboneliği vermeye başladığını, müvekkilinin de bu fırsattan yararlanmak için Kuruma başvurduğunu, 23.03.2002 tarihinde düzenlenen 0130475-0 sayılı abonelik sözleşmesi ile müvekkilinin evine elektrik bağlandığını, 2002 yılından 2008 yılının sonlarına kadar kesintisiz elektrik akışının devam ettiğini, Kurum yetkililerinin 20.11.2008 tarihinde müvekkilinin evinin elektriğini kestiğini, müvekkilinin kuruma başvurusunun sonuçsuz kaldığını, 2011 yılının Nisan ayında müvekkilinin elektriğinin bağlandığını, davalı Kurumun kesme işleminin 2,5 yıl sürdüğünü ve bu süre zarfında müvekkilinin ve çocuklarının çok mağdur olduğunu, müvekkilinin evinde hiçbir elektrik cihazının çalışmaması nedeniyle yaşam kalitesinin sıfıra düştüğünü, müvekkilinin 2,5 yıl haksız yere bu duruma katlanmak zorunda kaldığını, çocuklardan ... ve ...’un olay tarihinde ilkokulda okuduğunu, ...’nin ise bu elektriksiz ortamda okula başladığını, bu durum çocukların okul hayatını ve psikolojisini olumsuz etkilediğini, çocuklardan ... ve ...'un her biri için 5.000,00 TL, Hatice için 4.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 29.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple görev yönünden reddi gerektiğini, kaçak elektrik kullanmayı adet edinmiş davacı eşinin, yasanın boşluğundan faydalanmak suretiyle eşi adına abonelik tesis ettiğini ve elektrik kullanmaya devam ettiğini, olayda asıl zarar görenin kurumları olduğunu, bu sebeple açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı ...'ın abone olmasına rağmen eşinin kaçak elektrik kullandığına ilişkin tespit tutanaklarına istinaden elektriğinin kesildiği, ...'ın imzaladığı Abonman Satış Sözleşmesinin 4. maddesinde “abonenin kendi adına kayıtlı veya kullanıcısı olduğu herhangi bir abonelikteki borcundan dolayı, kendi adına kayıtlı veya kullanıcısı olduğu diğer abonelerdeki elektriği kesilebilir” hükmüne dayanılarak kesme işleminin yapıldığı, ancak davacının eşi ...'ın abone olmadığı, kullanıcısı olduğu başka bir abonelikten borcu bulunmadığı, sözleşmenin 4. maddesi uyarınca ...'ın aboneliğine ilişkin elektrik kesme işlemi yapılamayacağı, davalı Kurumun elektrik kesme işleminde kusurlu olduğu, bu durumun Mahkemenin 2010/345 Esas ve 2011/131 K.sayılı kararıyla kesin delil olarak belirlendiği, davacı ... ile çocukları ..., ... ve ...'ın elektriğin kesilmesinden dolayı zor durumda kaldıkları, kişilik hakları yönünden manevi zarara uğradıkları, Borçlar Kanununun 49. maddesine göre kişilik hakları haksız saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminat isteyebileceği, aynı kanunun 98. maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılık halinde B.K.'nun 49. maddesinin uygulanabileceği, kişilik hakları Anayasa ile güvence altına alınmış olduğu, elektrik kesintisinden dolayı davacılardan ..., ... ve ...'ın eğitimlerinin aksadığı, davacıların sağlıklı beslenemedikleri, evde bulunan elektrikli ev aletlerini kullanamadıkları, yaşam standartlarında olumsuzluklar oluştuğu, 30/11/2008 tarihinden 01/04/2011 tarihine kadar elektriğin verilmediği, davacıların yaşadıkları sıkıntı, olayın oluşturduğu elem ve acının derecesi, olayın oluş şekli, süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak açılan davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 3.000,00 TL, ... için 3.000,00 TL, ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 13.000,00 TL manevi tazminatın 30/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davacı ...’ın eşi ve diğer davacıların babası olan dava dışı ...’ın kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla davacı ...’ın abone olduğu elektriğin kesilmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda, dava konusu yere hazine arazisi üzerine imar izni olmaksızın yapılması nedeniyle 2002 yılına kadar elektrik aboneliği verilmediği, 2001 yılında, dava dışı ...’ın, 51 no’lu hane bakımından, şebeke tellerine kanca atmak suretiyle kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla hakkında kaçak tespit tutanakları düzenlendiği, Muhtarlıkça ... isimli kişinin adresinin numarasının 81 olduğunun belirtilmesi üzerine tutanakların iptal edilerek 81 no’lu adres için düzenlendiği, ... Belediyesi tarafından 7.6.2002 tarihinde evin numarasının 34 olarak belirlendiği, anılan yere elektrik aboneliği verilmeye başlanması üzerine davacı ...’ın da oturmakta olduğu 34 nolu haneye elektrik bağlatmak için başvurduğu, 23.03.2002 tarihinde 0130475-0 sayılı abone numarası ile sözleşme yapıldığı, 20.11.2008 tarihinde eşi ...’ın borcu olduğu gerekçesiyle elektriğinin kesildiği, davacı ...’ın 24.3.2010 tarihinde menfi tespit ve elektriğin kesilmesi işleminin iptali istemiyle dava açtığı, ... 2. Tüketici Mahkemesinin, 2010/345 Esas 2011/131 K.sayılı kararıyla, elektrik kesme nedeninin davacının eşi olan ...'ın elektrik hırsızlığı olarak belirtildiği, abone olan davacının üçüncü kişi tarafından kullanılan kaçak elektrik kullanımından ve yaptırımlarından sorumlu olmayacağı, davacı ile davalı kurum arasında imzalanan abonelik sözleşmesi bulunduğundan elektriğinin kesilemeyeceği gerekçesi ile elektrik kesme ile ilgili işlemin iptaline ve kesilen elektriğin bağlanmasına karar verildiği ve kararın 13. Hukuk Dairesince 26.10.2011 tarihinde onandığı anlaşılmıştır.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmünü içermektedir. Ayrıca, “hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceği” ve “hak arama özgürlüğünün dürüstlük kuralına uygun kullanılma koşuluyla sınırlı olduğu, bir kişinin zarara kendi kusuru ile sebebiyet vermesi halinde zarara o kişinin kendisinin katlanması gerektiği”, genel hukuk ilkelerindendir.Bu durumda, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, hakkında kaçak elektrik kullanmaktan tutanaklar tutulan dava dışı ...’ın davacı ...’ın eşi ve diğer davacıların babası olması, davacıların kaçak elektrik kullanımına konu edilen meskenden ayrı bir yerde yaşadıklarının iddia edilmemesi karşısında, Nihat Bozdağ hakkında, kaçak elektrik tutanaklarına istinaden açılan hukuk ve ceza davalarının akıbeti de araştırılarak hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.