Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14215 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8203 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 08/04/2014NUMARASI : 2014/29-2014/293Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve müşterek çocuklarının velayetinin kendisine verildiğini, ancak yaptıkları protokol doğrultusunda müşterek çocuklar için iştirak nafakası takdir edilmediğini, aradan geçen zaman içerisinde çocukların büyüyüp ihtiyaçlarının arttığını, fakat davalının ise çocuklarının giderleri için hiçbir katkı sağlamadığını belirterek, müşterek çocuklar Deniz ve Burak Can için aylık 700'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davalı ile boşandıktan sonra 2013 yılına kadar çocuklarının tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, ancak 2013 yılında yaklaşık 1 yıl işsiz kaldığını, mevcut durum itibariyle 1.400 TL ücret ile çalıştığını ve yeniden evlendiğini, nafaka ödeyecek gücü bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı vekili duruşmadaki beyanında ise; müşterek çocuk Deniz'in velayetinin annesinde olmasına karşın müşterek çocuğun 19/03/2014 tarihinden itibaren müvekkili davalı ile yaşamaya başladığını ve velayetin değiştirilmesi davası açtıklarını belirtmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuklar Deniz ve Burakcan için aylık 500'er TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur.Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır".TMK.nun 327.maddesinin 1.fıkrasında ise "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır" aynı kanunun 328/1. Maddesinde "ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder" 329/1 maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yer almaktadır.Kural olarak; iştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden hükmedilen iştirak nafakasını isteyemez.Somut olayda, davalı taraf, müşterek çocuk Deniz'in velayetinin annesinde olmasına karşın, fiiilen kendisi ile yaşadığını ve velayetin değiştirilmesi davası açtığını iddia etmektedir.O halde mahkemece, müşterek çocuk Deniz yönünden, taraf tanıkları dinlenerek, müşerek çocuk Deniz'in hangi tarihten itibaren, fiilen kimin yanında kaldığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bununla birlikte, yine hüküm fıkrasının 4. bendinde, kendisini vekil ile temsil ettirmemiş olan davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olması da doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.