MAHKEMESİ : ÇORLU 1. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2013NUMARASI : 2013/307-2013/667Taraflar arasında görülen Satıcının Hakem Kurulu Kararına itirazı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıdan, müvekkili Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. nin, K/K bedeli adı altında kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli tahsil ettiğini, bu bedellerin tahsilinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek Çorlu Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğunu, Hakem Heyeti' nin abonenin başvurusunu kabul ettiğini, kayıp kaçak bedelinin faturalarda görünür hale gelmesinin iddia edildiği gibi daha önce olmayan bir bedelin uygulamaya sokulmasından değil, kayıp kaçak bedelinin de içinde olduğu maliyet kalemlerinin ayrıştırılarak faturalarda gösterilmesinden kaynaklandığını, kayıp kaçak bedelinin, 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu' nda yer alan tarifelerin düzenlenmesi kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu' nca düzenlenen tarifelerde, enerji bedelinin maliyetinin birer parçası olarak yer aldığını, bu bedelin yeni ortaya çıkmış gibi faturalarda ayrı bir kalem olarak görünmesinin nedeninin, maliyet kalemlerinin ayrıştırılması olduğunu, abonenin 2011 ile 2010 ve öncesi yıllara ait ekstresi incelendiğinde, aboneye tahakkuk ettirilen tutarda kayıp kaçak bedelinden kaynaklanan bir artışın söz konusu olmadığının görüleceğini, kayıp kaçak bedelinin davacı müvekkili şirketin yürürlükteki mevzuat gereği uygulamakla yükümlü olduğu tarifelerle belirlenmiş olan tarife bileşenleri içinde yer aldığını, davalının, davacı dağıtım şirketi ile imzaladığı abonelik sözleşmesi ile dava konusu bedellerin yasal dayanağı olan kurul kararını da içeren mevzuatın kendisi için bağlayıcı olduğunu kabul ettiğini, dava konusu bedellerin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasının, tarifeleri uygulamakla yükümlü olan davacı şirkete yöneltilmesinin son derece haksız olduğunu belirterek, Çorlu Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'nın 25/02/2013 tarih ve 2012/471 Karar sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, kayıp-kaçak bedelinin EPDK'nın kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği, kayıp-kaçak bedelinin belirlenmesi için alınan kurul kararının EPDK'nın bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayacağı, dağıtım şirketlerinin kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacakları, dağıtım şirketlerinin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne Çorlu Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 25/02/2013 tarih 2012/471 K sayılı kararının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, Çorlu Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin tüketici davalı H.. K..’ın başvurusu üzerine kayıp kaçak bedelinin iadesine ilişkin kararın iptali istemidir.Davacı ile davalı arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davacı tarafından kayıp-kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği hususunda tartışma bulunmamaktadır.Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir. Davacı Kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları fâaliyetleri ve bu fâaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükümlerine yer verilmiştir.Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak bedeli adı altında bir bedel tahsil etmişlerdir.Ancak yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.Hem bu hâl, parasını her halükarda tahsil eden davacı Kurum’un çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davacı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davacıya aittir.Bununla birlikte, nihai tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.)Hâl böyle olunca mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak, davacının kayıp-kaçak bedeli tahakkuku uygulamasının yerinde olmadığı nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.