Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14208 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7046 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2013/231-2013/581Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili, şirkete ait işletmelerin yüksek kapasite ile çalışması nedeniyle aylık ortalama 1,5-2 milyon TL tutarında elektrik tüketimi bulunduğunu, müvekkilinin elektrik bedellerini tam ve zamanında ödediğini, ancak davalı kurum tarafından 2011 yılı Nisan ayından itibaren gönderilen faturalarda kullanılan enerji bedelinin dışında haksız olarak K/K bedeli adı altında bedeller tahakkuk ettirilerek tahsil edildiğini, söz konusu aboneliğe ilişkin olarak ekte sundukları fatura fotokopisi incelendiğinde müvekkili adına kayıtlı bulunan 10000220990 nolu aboneliğe bağlı olarak 2011 yılı Haziran ayı faturasında müvekkilinden K/K bedeli adı altında 92.576,72 TL haksız tahsilat yapıldığını, davalı kurum tarafından tahsil edilen bu bedelin tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, kayıp kaçak kullanım bedellerini tespit ve tahsil etmenin davalı kurumun işi olduğunu, kaçak bedellerinin faturalarını düzenli olarak ödeyen abonelere yüklemenin hukuka ve adalete aykırı olduğunu, bu bedellerin tüm kullanıcılara yansıtılmasının hukuk normlarına aykırı olduğunu, mevcut uygulamanın kaçak kullanımı ödüllendirirken, yasal kullanımı cezalandırdığını, bu nedenle davalı kurumca haksız olarak tahsil edilen 92.576,72 TL kayıp kaçak bedelinin 15/07/2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; kayıp, kaçak ve sayaç okuma bedelleri de dahil olmak üzere 4628 sayılı kanun doğrultusunda tüketicilerin öngörülen bedelleri ödemek zorunda olduğunu, itiraza konunun muhatabının EPDK olduğunu, kurum kararlarının idari bir işlem olup öncelikle görev itirazında bulunduklarını, davalı tarafından, ihtirazı kayıt konmaksızın davaya konu bedellerin müvekkil şirkete ödendiğini, faturada yer alan kayıp/kaçak bedelinin kaçak elektrik kullanımından dolayı faturada yer alan bir bedel olmadığını, bu bedelin elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, EPDK tarafından ilgili dağıtım şirketlerinin lisanslarına derç edilen kayıp-kaçak hedef oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, 4628 sayılı kanun gereği kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartlarının bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını, tabi olunan ödemelerden herhangi birisinin yapılmaması halinde, söz konusu hizmetin durdurulmasını da içeren usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceğini, bu ödemelerin yapılmaması halinde ki uygulamaların da kanunla belirlendiğini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurul kararıyla tahsil edilen kayıp/kaçak bedelinin mevzuata uygun olduğunu, kurul kararı iptal edilmediği sürece de davanın yasal dayanağı bulunmadığını, imzalanan perakende satış sözleşmesinin 5/b maddesinde dava konusu bedelin tahsil edileceğinin düzenlendiğini, davanın reddini, talep ve dava etmiştir.Mahkemece, kayıp - kaçak bedelinin EPDK'nın kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği, kayıp - kaçak bedelinin belirlenmesi için alınan kurul kararının EPDK'nın bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayacağı, dağıtım şirketlerinin kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacakları, 6352 sayılı yasa ile değişik Elektrik Piyasası Kanununun 12.maddesi çerçevesinde kurul kararlarının iptali için açılacak davaların İdare Mahkemelerinde görülebileceğinin açık hükme bağlandığı, ayrıca davacı tarafça talep edilen 92.576,72 TL'nin kayıp kaçak bedeli olmayıp davacı şirketin kullanmış olduğu Enerji Bedeli olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dava, haksız olarak tahsil edildiği iddia edilen 92.576,72 TL kayıp kaçak bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Dairenin önüne gelen uyuşmazlık, davalının davacıdan kayıp-kaçak bedeli isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.Davalı kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları fâaliyetleri ve bu fâaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükümlerine yer verilmiştir.Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedeli adı altında bir bedel tahsil etmişlerdir.Ancak yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.Hem bu hâl, parasını her halükarda tahsil eden davalı Kurumun çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davalı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir.Bununla birlikte faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.)Ayrıca, davalı tarafından ibraz edilen Perakende Satış Sözleşmesinin 5/b maddesinde, dava konusu bedelin tahsil edileceğine yönelik açık bir düzenleme de bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak, davalının kayıp-kaçak bedeli tahakkuku uygulamasının yerinde olmadığı nazara alınarak, kayıp-kaçak bedelinin tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik araştırma ile yazılı şekilde davanın reddi cihetine gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.