Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14186 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10970 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların boşandığını, davalının müvekkili aleyhine ziynet eşyaları ve katkı payı alacakları için dava açtığını, davaların müvekkili aleyhine sonuçlandığını, davalının tüm alacak kalemleri için faizleriyle birlikte, vekalet ücreti de dahil, faize faiz yürüterek icra takibi başlattığını, halbuki ana parayı ödemiş olmaları nedeniyle yalnızca faizin talep edilmesi gerektiğini iddia ederek davacının ödeme kısımları ile bu kısımlara ilişkin fazla talep edilen faiz için borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama usulüne dair 4787 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanun kapsamındaki Aile Hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemelerinde görülür.İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davaları genel hükümlere tabidir. İcra İflas Kanununda göreve ilişkin özel bir hüküm öngörülmemiştir.Somut olayda ziynet eşyaları ve katkı payı borcuna ilişkin menfi tespit davasında borcun TMK 220 ve devamı maddelerinden kaynaklandığı ve dolayısıyla “Aile Hukukuna” ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Borç, Aile Hukukundan doğduğuna göre açılan bu davanın (menfi tespit) 4787 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir. Görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.