MAHKEMESİ : ULUKIŞLA ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 02/02/2015NUMARASI : 2014/155-2015/23Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davalı ile on yıldır evli olduklarını, davalının önceki eşinden de geçimsizlik nedeni ile boşandığını, kendisine ev vaadinde bulunduğunu, evlendikten sonra ise kendisinin üzerine yaptığı evi de geri alarak eski eşinden mal kaçırmak için bu evi arkadaşının üzerine yaptığını, sonrasında eşyalarını alıp müşterek haneyi terk ettiğini, halihazırda davalı ile ayrı yaşadıklarını, kendisinin ise babasına ait evde oturduğunu, davalının Türkiye ve yurt dışından emekli olup, aylık 3.100-3.200 TL geliri bulunduğunu belirterek, kendisi için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının sadece emekli maaşı olduğunu, davacının, babasına ait arsada bulunan sadece kaba inşaatı biten binayı davalının parası ile yaptırarak modern bir ev haline getirdiğini, yine bu evin eşyalarını da davalıya aldırıp sonrasında davalıyı evden kovduğunu, davalının da mecburen Ereğli'de bir ev kiralayarak buraya yerleşmek zorunda kaldığını, aylık 500 TL kira ödediğini,yine aylık 1.600 TL kredi borcu taksidi bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile,dava tarihinden itibaren davacı lehine aylık 300 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) Davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir.Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda; tarafların kolluk tarafından yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davalının Türkiye ve yurt dışından emekli olduğu ve aylık 2.500 TL geliri olduğu, davacının ise ev hanımı olup, gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre davacı lehine takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sıradaki geçim şartlarının dikkate alınması gerekir.Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı eş yönünden daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.