MAHKEMESİ : ANKARA 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/10/2013NUMARASI : 2012/407-2013/594Taraflar arasındaki alacak (asıl dava) istirdat (birleşen) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda,asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine yönelik olarak verilen hükmün,süresi içinde davacı (birleşen dosyada davacı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde;davacı şirket bünyesinde şoför olarak çalışan Mehmet Öztürk'ün görevi sırasında idaresindeki ...... plakalı davalı ASKİ'ye ait araç ile 24.10.2008 tarihinde kaza yaptığını,yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen hasarın ASKİ tarafından yetkili servise 02.12.2008 tarihinde 10.477,50 TL'ye tamir ettirildiğini,bu tamir bedelinin A.. M..'nce davacı şirketin hak ediş alacaklarından kesilmek suretiyle davacı şirkete 31.12.2008 tarihinde ödettirildiğini,davacı şirket tarafından ödenen bedelin tahsili amacıyla araç sürücüsü M.Ö.'e Ankara 10.İş Mahkemesi'nde 2010/59 Esas sayılı rücuan tazminat davası açıldığını,bu dosyadaki yargılamada alınan bilirkişi raporunda araç sürücüsünün %25,A.. M..'nün ise %37,50 oranında kusurlu olup,A.. M..'nün 3.666,63 TL'lik hasardan sorumlu olduğunun belirtildiğini ve davanın A.. M..'ne ihbar edildiğini,davacı şirket tarafından aracın hasar bedeli olan 10.477,50 TL'nin tamamının ödenmesi nedeniyle davacı şirketin hak edişlerinden fazladan kesilen ve sebepsiz olarak davalıya ödenen 4.366,43 TL'nin ödeme tarihi olan 31.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde;Karayolları Trafik Kanunu'na göre 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu,husumet yönünden ise ilgili aracın Belediye Meclis kararı ile 28.08.2008 tarihli olur ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı'na geçici süre ile çalıştırılmak üzere verildiğini,davalının bu protokol ile işleten sıfatını kaybettiğini,yine davalının yol bakım ve onarımı ile ilgili bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Birleşen dosya davacısı vekili dava dilekçesinde;aynı olaya ilişkin olarak Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen 2012/407 Esaslı asıl davada düzenlenen 02.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda kazaya karışan aracın Fen İşleri Dairesi Başkanlığı'nın sorumluluğunda olması nedeniyle ASKİ ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı'nın sorumlu olduğunu,bu nedenle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile 4.366,43 TL'nin ödeme tarihi olan 31.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ASKİ ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı'ndan müşterek müteselsilen tahsilini dava ve talep etmiştir.Birleşen dosya davalısı vekili cevap dilekçesinde;idari yargı görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini,husumet yönünden;ASKİ'nin ayrı kamu tüzel kişiliği bulunduğundan yaptığı işlem ve eylemlerle ilgili olarak taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini,zamanaşımı yönünden ;İYUK ve TBK'ndaki zamanaşımı sürelerinin dolduğunu,esasa yönelik olarak ise,ilgili kazanın yüklenici firma personelinin kusuru sonucu meydana geldiğini,teknik şartnamedeki ilgili maddelere göre de yüklenici firma şoförünün kusuru sonucu meydana gelen kaza nedeniyle aracın yetkili servise verilip tamir bedelinin de firmanın hak ediş alacaklarından kesildiğini,meydana gelen olayda yüklenicinin kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece;asıl davanın husumet yokluğundan reddine;birleşen davanın ise Ankara Büyükşehir Belediyesi aleyhine açılan davanın hizmet kusuruna dayalı olup,idari yargının görevli olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş,hüküm süresi içinde davacı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Asıl Dava(Alacak Talebi) Bakımından;Davaya konu edilen olayda ...... plakalı hasarlı kamyonun ASKİ tarafından yetkili servise 02.12.2008 tarihinde 10.477,50 TL'ye tamir ettirildiği ve bu bedelin ise A.. M.. tarafından davacı şirketin hakediş alacaklarından kesildiği,davacı şirket tarafından A.. M..'nün hakediş alacaklarından kestiği bedelin tahsili amacı ile araç sürücüsü olan Mehmet Öztürk aleyhine Ankara 10. İş Mahkemesi'nde 2010/59 Esaslı açtığı rücuan tazminat davası sonucunda alınan bilirkişi raporunda ve ek raporda A.. M..'ne %37,50 oranında kusur izafe edilerek 3.666,63 TL'lik zarardan sorumlu olduğunun belirtildiği gözetildiğinde,asıl dava yönünden hak edişten fazla kesinti yapılarak sebepsiz zenginleşme iddiası olması ve kesintiyi de ASKİ'nin yapmış olması nedeniyle işin esasına girilmesi gerekirken,davalı ASKİ aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.2- Birleşen Dava(İstirdat Talebi) Bakımından;Her ne kadar mahkeme gerekçesinde, meydana gelen olayın dosyaya delil olarak sunulan bilirkişi raporu ve mahkeme kararlarından anlaşılacağı üzere davalı Belediye'nin kusurunun yol yapısını güçlendirmeden yol zeminini asgari stabilize hale ya da standart olarak beton ya da asfalt kaplamalı hale getirmeden ağır tonajlı ve yüklü olan kamyonun trafik güvenliğini tehlikeye sokmasından kaynaklandığı,davanın doğrudan haksız fiile uğrayan tarafından açılan bir dava olmayıp,haksız fiilden sorumlu olan davacının müştereken sorumlu olan diğer davalı aleyhine kusur oranına isabet eden miktar yönünden açtığı rücu davası olduğu,bu davalı yönünden ise kusuru hizmet kusurundan kaynaklandığından davaya bakma görevinin idari yargıda olduğu gerekçe gösterilerek hizmet kusuru nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de;dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere davaya konu edilen olayın meydana geldiği yolun kamu hizmetine tahsisli bir yol olmayıp şantiye yolu olduğu anlaşılmaktadır.Bu çerçevede,kamu hizmeti söz konusu olmadığından ve davalının bu yolun bakım,onarım ve gözetiminden kamu yasaları gereği bir sorumluluğu olmadığından hizmet kusurundan söz edilemeyeceği gözetilerek değerlendirme yapılması gerekirken,davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün birleşen dava ile ilgili kısmının HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.