Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14151 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19024 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/04/2014NUMARASI : 2013/284-2014/173Taraflar arasındaki alacak (sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının 2004-2005 yıllarında Haramidere Gümrük Müdürlüğü personeli olarak görev yaptığını, 2004 ve 2005 yılları arasında yapılan sosyal yardım ödemelerinin de maaş ve fazla çalışma ücretleri ile birleştirilerek mevzuatına göre belirlenen gelir dilimleri gözetilerek vergilendirilmesi gerekir iken, bunun yapılmaması nedeniyle davalıya 2004 yılında 2.941,51 TL, 2005 yılında 1.516,49 TL olmak üzere toplam 4.458,00 TL fazla ödeme yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile davalıya fazladan ödenen toplam 4.458,00 TL'nin 15.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini dava ve talep etmiştir.Davalı cevap vermemiştir.Mahkemece; alınan bilirkişi raporuna göre, vergi ödeme yükümlülüğünün davacı idareye ait olduğu, davalının herhangi bir kastı ya da ihmali hareketi ile kamu zararına neden olmadığı, eksik kesilen verginin tarh, tahakkuk ve tahsili yetkisinin vergi dairesine ait olduğu, vergi sorumlusunun davacı kurum olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu alacak, sosyal yardım ödemelerinden eksik gelir ve damga vergisi kesilmesi nedeniyle davalıya yapılan fazla ödemenin tahsiline ilişkindir.Dava konusu fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.TBK. md. 77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. md. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Davacı, karşı tarafa yapmış olduğu ödemelerden vergi kesintisi yaparak kesmiş olduğu vergiyi, Vergi Dairesine ödemekle yükümlüdür. Davalının hak kazanmış olduğu ücret vergi kesintilerinden sonra kalan kısımdır. Bu miktardan fazla hatalı bir ödeme yapılmış ise davacı bunu sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebilir. Davacının istemi de bu doğrultuda olduğuna göre, işin esasına girilerek yapıldığı iddia edilen fazla ödemeye ilişkin uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle varılacak sonuca göre davanın neticelendirilmesi gerekir.Mahkemece; hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.