Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14108 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14682 - Esas Yıl 2013





Davacılar ... vs. ile davalı ... aralarındaki Tazminat davasına dair .... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.02.2012 günlü ve 2011/15 E.- 2012/126 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 04.07.2013 günlü ve 2013/8603 E.- 11614 K. sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesi ile; 13.07.2010 tarihinde, ... Merkez .... köyünde davalıya ait yüksek gerilim hattından (rüzgarın etkisiyle) çıkan kıvılcım sonucu yangın çıktığını ve yine rüzgarın etkisiyle genişleyerek müvekkillerinin merkez Yakıtlı köyünde bulunan fıstık bahçesinin yanmasına neden olduğunu iddia ederek; müvekkillerinin fıstık bahçesinde oluşan zarara karşılık, davacı ... için 30.000 TL, ... için 10.000 TL ve ... için 10.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL'nin olay tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; olayın meydana gelmesinde müvekkili kurumun herhangi bir kusurunun bulunmadığını, olayın tamamen davacıların kendi kusurlarından meydana geldiğini; olayın, davacıların ikrar ettiği gibi "rüzgarın etkisiyle çıkan kıvılcım sonucu" meydana gelmiş olduğunu, mücbir sebebin varlığından ötürü, müvekkili kuruma herhangi bir kusur yükletilemeyeceğini savunup; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; "...davalıya atfedilecek herhangi bir kusurun olmadığı; yangının olay mevsiminin sıcaklıklarının çok yüksek olduğu saatlerde anız yangını sonucu oluştuğu, gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin; 04.07.2013 gün ve 2013/8603 E.- 2013/11614 K. sayılı ilamı ile, mahkeme kararı onanmıştır.Davacılar vekili, karar düzeltme dilekçesinde; yerel mahkemenin kararına dayanak yaptığı bilirkişi raporunun genel yorumlara dayalı olduğunu; yangının çıkış sebebiyle ilgili olarak, olay sırasında jandarmaca tutulan tutanakların ve dinlenen tanıkların beyanlarının gözetilmesi gerektiğini; ayrıca, yangına müdahale eden.... Bölge Müdürlüğü tutanaklarının da dikkate alınması gerektiğini belirtip, eksik inceleme ile verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.Davada; olay tarihinde, davalıya ait elektrik enerjisi dağıtım hattından çıkan yangında, fıstık bahçelerinin zarar gördüğü iddiasıyla tazminat istenilmektedir.Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz(objektif) sorumluluktur. Bu sorumluluk tüm tehlike sorumluluğu olarak da isimlendirilmekte olup, sorumluluk türlerinin en ağırını oluşturur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir.Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir.Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.(Prof. Dr. Fikren Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2.sf: 14-15)Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; yangının, davalı şirkete ait olup, enerji nakil hattındaki tellerin sıcağın etkisiyle sarkması ve rüzgarın etkisiyle de ark oluşturması neticesinde meydana geldiği; dolayısıyla davalı şirketin faaliyeti ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet bağının bulunduğu, davalı şirketin zarardan sorumlu olduğu, tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Zira, olay nedeniyle, olay günü tutulan jandarmaya ait tutanakta, yangının çıkış noktasını tespit etmeye yetkili olmadıklarını, olay yerinde ....'ya ait bir adet yangına müdahale aracının bulunduğu belirtilmiş; adı geçen kurum personellerinin düzenlediği "yangın raporu" başlıklı tutanakta ise; yangının muhtemel sebebinin "Elektrik telleri hattının ark yaparak, kıvılcım yayılması" şeklinde ifade edilmiştir. Olayla ilgili dinlenen tanıklar ise beyanlarında, "olay mahalline yakın yerde hayvan otlattıklarını, direkten kıvılcım atlayarak anızları tutuşturduğunu gördüklerini, yangının birkısmını söndürmeye çalşıtıklarını; ancak, rüzgarın etkisiyle yangının .... dağına doğru yayıldığını, yangın sonrasında elektrik direğinin üzerinde ölü bir kuşun asılmış vaziyette durduğunu" ifade etmişler; davalı vekili de cevap dilekçesinde, "yangının rüzgarın etkisiyle çıkan kıvılcım sonucu" meydana gelmiş olduğunu ikrar etmiş bulunmaktadır. Bu durumda, yangının, davalı şirkete ait elektrik hattından çıktığı kabul edilmek zorundadır. Mahkemece, somut olgular dikkate alınmaksızın, soyut ifadelere ve yoruma dayalı bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle, yangının elektrik hattından çıkma ihtimalinin bulunmadığı belirtilmek suretiyle, davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Temyiz incelemesinde kararın zuhulen onandığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle, HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.