MAHKEMESİ : SİİRT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/11/2014NUMARASI : 2013/470-2014/1114Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması ve arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-k.davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı -karşı davalı vekili dilekçesinde; Siirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/154 Esas, 2010/173 Karar sayılı ilamı ile davalı- karşı davacı lehine 200 TL yoksulluk ve müşterek çocuklar R. ,M.ve Ş. lehine ayrı ayrı 100 TL iştirak nafakasının hükme bağlandığını ,boşanmadan sonra müvekkilinin yeniden evlendiğini, yeni evliliğin getirdiği ek külfet ve düşük gelir durumu nedeni ile nafakayı ödemekte zorlandığını , bu nedenle davalı- karşı davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını, bunun olanaksız olması halinde hakkaniyete uygun indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini dilemiş, karşı davasında ise, tarafların Siirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/154 Esas, 2010/173 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuklar R., M. ve Şevval'in velayetinin davalı-karşı davacıya verildiğini; davalı-karşı davacı lehine 200 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar R., M. ve Şevval'in için ayrı ayrı 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede, çocukların okul giderlerinin artması, paranın alım gücü ve nafakanın yetersizliği nedeniyle, davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen 200 TL yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye ve müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı hükmedilen 100 TL iştirak nafakasının her bir çocuk için 200,00 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulü ile davalı-karşı davacı E.. K.. için 200,00 TL yoksulluk nafakasının 275,00 TL'ye, müşterek çocuklar, R., M. ve Şevval için 100,00'er TL iştirak nafakasının, her biri için 150,00'şer TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin iştirak nafakasına yönelik sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava,iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir.TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir."TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.