Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14042 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10368 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KALE(DENİZLİ) ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2013/42-2013/116Taraflar arasındaki tedbir nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, Kale Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2011/124 Esas, 2012/39 Karar sayılı ilamı ile aylık davacı yönünden tedbir nafakasının 350 TL ye çıkarıldığını,müşterek çocuk Şükran yönünden 250 TL'ye çıkarıldığını ancak hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek,davacı yönünden tedbir nafakasının aylık 600TL'ye,müşterek çocuk Şükran yönünden tedbir nafakasının aylık 500 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davacı eş ve müşterek çocuk için tedbir nafakası artırım talebine ilişkindir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu vardır. Eşler, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar. (TMK 183/6) Kadının maaşının olması, gelirinin kocasından çok olması, kocanın ortak giderlere katılma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Zira, evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için, eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4) Tedbir nafakası ve artırımına ilişkin davalarda, nafaka miktarı tayin edilirken, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiği gözetilmelidir.Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde ise; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK.nun 329/1. maddesi)Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi)Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde;tarafların 1993 yılında evlendikleri, halen ayrı yaşadıkları,davalının orman muhafaza memuru olarak çalıştığı,2.143 TL maaş aldığı,davacının ev hanımı oluğu,gelirinin bulunmadığı,müşterek çocuk Şükran'ın ise lise öğrencisi olduğu anlaşılmıştır.Bir önceki tedbir nafakası artırımına ilişkin dava ile iş bu dava arasında geçen süre zarfında paranın enflasyon oranında değer kaybına uğradığı,eşin ve çocuğun ihtiyaçlarının doğal olarak arttığı, mevcut nafaka oranlarının ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kaldığı açıktır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davacıların ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında eş ve çocuk için takdir edilmiş tedbir nafakası miktarlarının hakkaniyet ölçüsünde bir miktar artırılmasına karar verilmesi gerekirken; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilmeden,davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.