Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1404 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22724 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2009 yılında boşandıklarını, boşanma sırasında müşterek çocukların her biri için 100’er TL olmak üzere 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın günün ekonomik koşulları ve çocukların ihtiyaçlarının artması sebebiyle yetersiz kaldığını belirterek, iştirak nafakasının her bir çocuk için 300 TL’ye çıkartılması ve müvekkili yararına aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı cevabında, emekli maaşı ile geçindiğini, nafaka ödeyemeyeceğini belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası bağlanması talebinin ise boşanma dosyasında davacının yoksulluk nafakası talebinden vazgeçtiği gerekçe gösterilerek, reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Ancak; taraflar, ...... ....Aile Mahkemesinin 2009/275 E.-2012/357 K.sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Yargılama esnasında davacı kadın “kendisiyle ilgili nafaka ve tazminat talebi olmadığını” beyan etmiş, mahkemece de; “Taraflar birbirinden nafaka ve tazminat talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine mahal olmadığına” hükmedilmiştir.Bu durum karşında, boşanma davasında davacının yoksulluk nafakasına ilişkin feragati sözkonusu olmadığı gibi, mahkemece de yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin hüküm bulunmadığı gözönüne alınarak, davacının yoksulluk nafakası talebinin yerinde olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.