Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14037 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15543 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalıya ait enerji nakil hattından kıvılcım düşmesi sonucu orman alanının yanması nedeniyle yangının söndürülmesi için 21.864,14 TL masraf yapıldığı ileri sürülerek, 21.864,14 TL'nin davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.Mahkemenin 2009/321-2011/510 sayılı davanın reddine ilişkin hükmü, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.04.2012 tarih ve 2012/6811-10747 sayılı ilamı ile; "...Enerji nakil hatlarının maliki bulunan davalı, tehlike arzeden bu yapı eserinin yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden BK.nun 58.maddesi uyarınca sorumludur. Bu sorumluluk hukuki niteliği itibariyle kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluktur. Somut olayda yangın tehlike arzeden enerji nakil hattından kaynaklandığına göre davalı kusursuz olarak sorumlu bulunmaktadır. Bu sorumluluk için elektrik tesisinin işletilmesi ile zarar arasında illiyet bağının varlığı yeterlidir. Ayrıca kusur aranmamaktadır (HGK.05.05.2004 gün ve 4-264 Esas-258 Karar). Yangın elektrik hattından kıvılcım düşmesi sonucu oluştuğundan direk ve tellerin bakımı ve işletilmesinde davalının özensiz eylemi bulunduğunu ve BK.nun 41.maddesi gereğince kusurlu olarak da sorumlu olduğunu göstermektedir. Şu durum karşısında davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın reddedilmesi bozma nedenidir." gerekçesi ile bozulmuş olup, mahkemece de bozma ilamına uyma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama safhasında davacı tarafından ibraz edilen belgelerle zararın kapsamının belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişi tarafından zararın kapsamına itiraz bulunmadığına ilişkin tespit ile yetinilmiş, sadece faiz hesabı yapılmış olup mahkeme tarafından bu rapor esas alınarak davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur.Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir davada taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK.md.6).Buna göre ispat yükü önce zararın varlığını ileri süren davacı tarafa aittir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (m.190,1) da, bu kuralı daha açık bir ifadeyle, "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" şeklinde tekrarlayarak vurgulamaktadır.Haksız fiil tazminatı istemine ilişkin davalarda kesin delil ile ispat zorunluluğu bulunmamaktadır. O halde mahkemece, davacının dayanağı belgeler üzerinde teknik bilirkişi incelemesi yaptırılarak zararın kapsamı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Somut olaya uymayan bilirkişi raporuna ve yerinde olmayan yazılı gerekçeye göre eksik inceleme sonucu istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.