Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14032 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9815 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : GAZİPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2013/30-2013/276Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı S.. C.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ...... Esnaf Kefalet Kooperatifine davalılara ait borcu ödediğini, ödemiş olduğu paranın iadesi amacıyla davalılar hakkında Gazipaşa İcra Müdürlüğünün 2012/48 E. Sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu, davalıların itirazında haksız olduklarını, davalıların itirazının iptaline, %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.Davalı S.. C.. sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; davacının dava açma yetkisinin olmadığını, ödeme belgesinin incelenmesinde paranın Ş. A. Y. adına yatırıldığının anlaşıldığını, Ş. A.Y.'ın takip borçlusu olduğunu, ödemenin de onun adına yapıldığını, A.. Y.. adına yapılmış bir ödeme olmadığını, bu nedenle takibe girişemeyeceği gibi itirazın iptali talebininde kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Süleyman tarafından temyiz edilmiştir.Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ" dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde sıfat dava konusu hakka ilişkindir. Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder. Uygulamada sıfat yerine genel olarak "husumet", davacı bakımından "aktif husumet ehliyeti", davalı bakımından "pasif husumet ehliyeti" tabirleri kullanılmaktadır. Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bir husustur.Somut olayda;davacı tarafça takibe dayanak yapılan dekontlarda “İ.. S.. kefili Ş.A. Y. adına 3.şahıs A.. Y.. teslimi” yazılı olup davacı ödemeyi kendi adına değil kefil Ş. A. Y. adına yapmıştır.Bu itibarla davacının davalı Süleyman'a karşı dava açmakta aktif husumet ehliyetinin olmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.