Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14030 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10709 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/01/2014NUMARASI : 2012/537-2014/25Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, davalı borçlunun 2077543 nolu elektrik tesisatına ait faturalarını ödemediğinden hakkında Bakırköy 5.İcra Müdürlüğünün 2008/10819 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalının haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline ve % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı cevabında, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalının Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2008/10819 esas sayılı takip dosyasına karşı yapmış olduğu itirazın asıl alacak 6,20.TL, gecikme zammı 35,80.TL, KDV 6.45.TL olmak üzere toplam 48,45.TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının fazlaya dair talebi ile icra inkar tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine, karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.Dosya kapsamından,davalının .... nolu ticarethane abonesi olduğu, faturaya dayalı 2000-2003 yıllarına ait elektrik borcundan dolayı 05.06.2008 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takipte 1.529,24 TL asıl alacak, 3.521,33 TL işlemiş faiz ve KDV ile birlikte toplam 5.684,41 TL'nin davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.Dava konusu alacağın belirlenmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda;davacı idarenin ödenmeyen elektrik faturalarını tahsil edebilmesi için öncelikle 2 dönem bekledikten sonra kesme işlemi yapması gerekirken yapmadığını,uzun süre borcun birikmesine ve yönetmeliğe aykırı şekilde elektrik kullanımına sebebiyet verdiğini idarenin ilk iki fatura bedelini gecikme zammı ile isteyebileceğini davacının davalıdan toplam 48,45 TL talepte bulunabileceğini belirtmiştir.Dava konusu faturaların 2000-2003 yıllarına ait olduğu, icra takip tarihinin ise 05.06.2008 tarihinde yapılması nedeniyle 09.11.1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince, zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.Davacının uzunca bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının tüketim bedeli olan ana borçtan hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.Davalının yalnızca ilk iki faturanın ana borcundan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.Ayrıca taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde süresinde ödenmeyen fatura bedellerini abonenin gecikme cezası ile ödeyeceği belirtilmesine rağmen oran gösterilmediğinden davacı ancak faiz talep edebilir.Gecikme zammı yürütmek suretiyle alacağın belirlenmesi de doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş; dosyanın yeniden uzman bilirkişiye tevdi ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu gözetilerek,her bir faturanın son ödeme tarihinden takip tarihine kadar davacı talebi de dikkate alınarak reeskont faizi uygulanarak yeniden rapor alınmak suretiyle ve alacak da faturaya dayalı likit bir alacak olduğundan icra inkâr tazminatına asıl (esas) alacak üzerinden hükmedilmesi gerektiği nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.