Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14021 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5956 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İZMİR 9. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2014NUMARASI : 2014/252-2014/895Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; Dokuz Eylül Üniversitesi Amerikan Kültür ve Edebiyatı bölümü 2. sınıf öğrencisi olduğunu, annesi ile davalı babasının boşandıklarını, davalının şirketleri olduğunu, davalının maddi durumunun iyi olduğunu, öğrenim hayatına devam edebilmesi için 1.500,00 TL yardım nafakasının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece; davacının öğrenci olduğu, davacının ekonomik ve sosyal araştırması ile davalının İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü hizmet kayıt dökümü kapsamında davacı lehine aylık 200,00 TL yardım nafakasına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edimiştir.Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür.Aynı kanunun 365.maddesinin 2. fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Dosyanın incelenmesinden, davalı babanın ekonomik ve sosyal durumunun araştırılması için müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazıda davalının mernis adresinden ayrıldığı ve Alanya ilçesine gittiğinin belirlendiğini, başkaca bir araştırma yapılmadan, dosyada bulunan SGK hizmet döküm cetveline göre karar verildiği görülmüştür.Mahkemece; nafaka yükümlüsü bulunan davalı babanın ekonomik ve sosyal durumunun ayrıntılı bir şekilde araştırılıp tespit edilmesinden sonra, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları yardım nafakasının niteliği, davalının gelir durumu nazara alınarak, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.