Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14016 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5941 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : ÜRGÜP ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 09/12/2014NUMARASI : 2013/294-2014/298Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; Ürgüp Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi'nin 27/03/2007 tarih ve 2007/66 Esas, 2007/131 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Yıldız için aylık 250,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen süre, ağırlaşan hayat koşulları, banka kredisi borçları olduğu,çocuğun üniversite sınavına hazırlandığı ve dershane giderlerinin artması, paranın alım gücü, davalının maddi durumunun iyi olduğu ve nafakanın yetersizliği nedeniyle iştirak nafakasının 750,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece; iştirak nafakasının artırılması isteminin kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 500,00TL'ye yükseltilerek müşterek çocuk Yıldız'ın ergin olduğu 12/06/2014 tarihine kadar devamına karar verilmekle bu talep bakımından dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine ve ergin olduğu tarihten sonraki yardım nafakası için ergin tarafından açılmış bir dava olmaması, usulüne uygun vekaletname sunulmadığı, yardım nafakasına ilişkin açık bir talep olmaması, davacı tarafın yardım nafakasına ilişkin usulüne uygun şekilde açılan bir dava bulunmadığı gerekçesiye davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Türk Usul Hukukuna göre, her dava açıldığı tarihteki maddi ve usuli esaslar çerçevesinde hükme bağlanır. Buna göre, dava açıldığı tarihte var olan alacakların hüküm altına alınması istenebilir; dava tarihinden sonra doğacak haklar için (o davada) karar verilmesi mümkün değildir (Prof. B.K., Hukuk Usulü, Cilt 2, İstanbul 2001, sh.1678 vd., Prof. İ. P., Medeni Usul Hukuku Dersleri, İst.1966 sh.297 vd). Türk Usul Hukukunun gereği olan bu yön ayrıca 28.11.1956 gün ve 15/15 sayılı İBK. ile de teyit edilmiş bulunmaktadır. Ancak, tekrarlanacak edimleri ihtiva eden dava türlerinde (nafaka, kira, irat şeklinde tazminat gibi) ileriye dönük olarak hüküm verilebilmesi, bu ilkeyi zedeleyecek nitelikte değildir. Zira, bu tür davalarda da İBK. na uygun olarak dava tarihindeki şartlar gözönüne alınarak sonuca varılacaktır.Somut olayda; dava açıldığı sırada davacı annesinin velayeti altında olan Yıldız'ın üniversite sınavına hazırlanmak amacıyla dershaneye gittiği, yargılama sırasında reşit olması nedeniyle Yıldız'ın yardım nafakası için davaya dahil edilmesi için mahkemenin 15/07/2014 tarihli 2. celsesindeki 2. nolu "Davacı vekili davaya yardım nafakası olarak devam edeceklerini beyan ettiğinden iştirak nafakasının bitim tarihinden itibaren davaya dahil edilmek üzere süre verilmesine" ara kararı gereğince süre verildiği, bunun üzerine yargılama sırasında Yıldız'ın ergin olması üzerine avukat tayin ettiği, avukatı aracılığı ile davayı takip ettiği anlaşılmaktadır.Şu durumda, ergin olmasına rağmen davayı takip eden davacı Yıldız bu davranışı ile iştirak nafakasının, yardım nafakası olarak devam etmesi isteğini ortaya koymuştur.O halde mahkemece; davacı Yıldız için ergin olduğu tarihten geçerli olmak üzere hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.