MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2010/777-2013/434Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; kurum elemanlarınca davalının kaçak su kullanması nedeniyle tutanak tuttuklarını, tahakkuk ettirilen borçtan dolayı davalı aleyhine Mersin 1. İcra Dairesinin 2009/12769 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiklerini, borçlunun borcu kabul etmemesi ve itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının 13876901 abone numarası ile MESKİ abonesi olduğunu, kullanmış olduğu su, atık su bedeli ve KDV gibi ücretleri ödemekte olduklarını, icraya konu olan bedelin bitki sulamasında kullanılan artezyen suyunun atık su bedeli olup, haksız yere talep edildiğini, MESKİ Genel Müdürlüğünün ücret tarifesinin 2/b maddesine göre artezyen suyu için toplu satış, kanal bağlantısı bulunmayan inşaat abonelerine ayrıca park, bahçede artezyen suyu kullanımlarında atık su ücreti uygulanamaz hükmünün bulunduğunu, açılan davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, mahallinde keşif yapılarak bilirkişilerden rapor ve ek rapor alınmıştır. Davalının iş yerinde 13876901 no ile MESKİ abonesi olduğu, davacı kurum tarafından düzenlenen 13/08/2007, 20/10/2007, 20/11/2007, 25/12/2007 tarihlerinde düzenlenen tutanaklardan da davalının abonesiz artezyen suyu kullandığı, bundan dolayı bilirkişinin kaçak su tarifesine göre hesapladığı su bedelini ödemediği, icraya konu alacağın atık su bedeli olmayıp kaçak kullanımdan kaynaklandığı kanâatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı kurum görevlilerinin yaptığı kontrollerde, davalıya ait iş yerinde abonesiz kaçak artezyen suyu kullanıldığından bahisle muhtelif kaçak su tutanakları tutulmuştur. Davacı tarafından davalıya 28.377,95 TL borç tahakkuk ettirilmiş ve bu borçtan dolayı icra takibi yapılmış, davalı icra takibine itirazında “davacının su abonesi olduklarını, abonelikten dolayı atık su bedeli ödediklerini, artezyen suyunu bahçe sulamasında kullandıklarını, davacının bahçe sulamasında kullanılan sudan dolayı atık su bedeli tahakkuk ettiremeyeceğini, bu nedenle alacağa ve ferilerine itiraz etmiş, duran takip üzerine davacı tarafından itirazın iptali davası açılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tahakkukunun kaçak su mu, yoksa kaçak atık su mu olduğu, ayrıca artezyen suyunun bahçe sulamasında kullanılıp kullanılmadığı, bahçe sulamasında kullanıyorsa kaçak atık su bedeli tahakkuk ettirilip ettirilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Uzman bilirkişiler tarafından tanzim edilen kök ve ek raporlarda taraflar arasındaki uyuşmazlığın atık su bedelinden kaynaklandığı bildirilmesine rağmen, mahkeme kararın gerekçe kısmının son cümlesinde “icraya konu alacağın atık su bedeli olmayıp kaçak kullanımdan kaynaklandığı sonucuna varıldığını” belirtmiştir. Davaya konu alacağın sebebi hususunda bilirkişi raporu ile mahkemenin vardığı sonuç birbirinden farklıdır. Zira bilirkişi alacağın sebebinin atık su bedeli olduğunu bildirmesine rağmen, mahkeme alacağın atık su bedelinden kaynaklanmayıp kaçak su bedelinden kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/01/2014 tarih, 2013/13-508 Esas, 2014/39 Karar, 13. Hukuk Dairesinin 22/02/2012 tarih, 2011/18206 Esas, 2012/3636 Karar ve Dairemizin 13/03/2014 tarih, 2014/2438 Esas, 2014/3493 Karar sayılı ilâmlarında da açıklandığı üzere; kuyu veya artezyen suyunun bağ, bahçe veya çim sulamasında kullanılması hâlinde (işin doğası gereği) herhangi bir kanalizasyon hizmeti verilmediğinden bu kullanım nedeniyle kanun gereği atık su için kanalizasyon hizmeti veren belediyelerin atık su bedeli tahakkuk ettiremeyecekleri hüküm altına alınmıştır.Ayrıca Hukuk Genel Kurulunun ve Dairenin istikrar kazanmış uygulaması; kuyu veya artezyen suyundan kaçak veya normal su bedeli alınamayacağı, kuyu veya artezyen suyunun kullanılıp çıkan atık suyun belediyenin bakım ve gözetiminde olan kanalizasyon tesislerine verilmesi hâlinde atık su aboneliği varsa atık su bedeli tahakkuk ettirileceği, atık su aboneliği yoksa kaçak atık su bedeli tahakkuk ettirilebileceği, kuyu veya artezyen suyunun bahçe sulamasında kullanılması hâlinde kaçak atık su bedeli tahakkuk ettirilemeyeceği yönündedir.Davalı icra takibindeki itirazında, yargılama aşamasındaki beyanlarında ve temyiz dilekçesindeki itirazlarında ısrarla kullanılan artezyen suyunun bir kısmını bahçe sulamasında kullandığını beyan etmektedir.O hâlde; davalının aşamalardaki ısrarlı itirazları da dikkate alınarak, gerektiğinde mahallinde keşif de yapılarak, dava konusu alacağın belediyenin sağladığı şebeke suyu olup olmadığı, şebeke suyu olduğu takdirde, (abonelik varsa normal su bedeli, abonelik yoksa kaçak su bedeli) yönetmeliğe göre kaçak su bedeli istenebileceği artezyen (kuyu suyu) olduğu takdirde Dairenin uygulamasına göre kaçak su bedeli istenemeyeceği, ancak; artezyen (kuyu) suyu bahçe sulamasında kullanılıyorsa ne kadarının bahçe sulamasında kullanıldığının kesin olarak saptanması, bahçe sulamasında kullanılan (artezyen-kuyu) miktar için kaçak atık su bedeli tahakkuk ettirilemeyeceği, kanalizasyona veriliyorsa verilen miktar için kaçak atık su bedeli tahakkuk ettirebileceği dikkate alınarak, üçlü bilirkişiden Yargıtay denetimine açık, bilimsel verilere ve yönetmeliğe uygun rapor alınarak sonucun göre karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.