Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13987 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6107 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : EREĞLİ(KONYA) 2. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 13/01/2015NUMARASI : 2013/690-2015/4Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili 02.12.2013 tarihli dava dilekçesinde; en son 2011 yılında artırılan yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının 200 TL'den 300 TL'ye, 2 çocuk için iştirak nafakasının 250'şer TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir.Davalı cevabında; asgari ücretle çalıştığını, kredi borcu bulunduğunu, davacının daha iyi durumda olduğunu, nafakayı kredi çekip ödediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalının mevcut gelir durumu günün ekonomik koşulları dikkate alındığında davacı için daha önce hükmedilen nafakanın yeterli olduğu gerekçe gösterilerek yoksulluk nafakasının 200 TL olarak devamına, müşterek çocuklar için 150 TL iştirak nafakasının 175'er TL'ye çıkartılmasına karar verilmiştir.Hükmü, davacı taraf temyiz etmektedir.TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.''TMK.'nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası DİE’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Yine; TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir.TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.Mahkemece yukarıdaki hususlar gözönüne alınmak suretiyle yoksulluk nafakasının ÜFE endeksi oranında artırılması, 2011 yılından dava tarihine kadar geçen süre zarfında çocukların eğitim durumları, yaşının büyümesi, ihtiyaçlarının artması ekonomik göstergelerdeki değişim ile ÜFE artış oranı ve babanın gelir durumu nazara alınarak, iştirak nafakalarının TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken, düşük miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.