MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesi ile -özetle-; Tahakkuk etmiş elektrik borcundan dolayı davalı aleyhine .... İcra Müdürlüğü'nün 2010/13268 dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borcu kabul ettiği ancak faize ve gecikme zammına itiraz ettiği, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin olduğu-abone no 10000613400-, davalının gecikme zammından ve faizden haberdar olduğu, işleyecek faize Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un uygulandığı, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 24. maddesinde düzenlemenin olduğu, sadece davalıya değil tüm abonelere aynı faiz oranının uygulandığı; Ayrıca Alçak Gerilim Enerjisi Satışına İlişkin Parekende Satış Sözleşmesi'nin 5.maddesinin (f) bendinde de düzenleme olduğu bu sebeple gecikme zam ve faiz oranlarının yasal olduğu ve borçlu açısından bağlayıcı olduğu, bu sebeple itirazın iptali ve davalının %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştirDavalı vekili cevap dilekçesi ile -özetle-; müvekkil şirketin merkezinin ... olduğu yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığı ve yetkisiz mahkemede dava açıldığı bu sebeple yetki itirazlarının olduğu; gecikme zammı oranının aylık %1.40 olduğu yıllık %16,8 ettiği davacı tarafça %24 oranında gecikme zammı ve 41.882,98-TL faiz talep etmesinin mevzuata uygun olmadığı bu sebeple faiz ve gecikme zammına yapılan itirazlarının haklı olduğu, icra takibinden önce tebliğ edilmiş herhangi bir faturanın olmadığı bu sebeple gecikme zammı ve faiz uygulamasının mümkün olmadığı, icra inkar tazminatı isteminin yersiz olduğu bu sebeple davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek itirazın iptali talebinin kısmen kabulüne boçlunun takip talebindeki gecikme zammına gecikme zammı KDV'sine ve işlemiş faiz miktarına yaptığı itirazın haksız olduğu kanaatine varılarak bu kalemler yönünden yapılan itirazın iptaline; takipte işleyecek faiz miktarına borçlunun yaptığı itirazın iptali isteminin reddine ve takibin %16,80 işleyecek oranıyla kaldığı yerden devamına gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; elektrik aboneliğinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK.nun 266.maddesi gereğince ancak çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilebileceği, hakimin kendisinin sahip bulunmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvuracağı, bu nedenle bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında özel ve teknik bilgiye sahip, başka bir deyişle o konuda uzman olması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla mahkemece teknik konularda mutlaka teknik öğrenim görmüş olan mimar, mühendis, hesap bilirkişisi gibi kişiler bilirkişi olarak seçilmelidir.Somut hadisede elektrik aboneliğinden kaynaklanan ilamsız icra takibinde davalı tarafından sadece faize ve gecikme zammına itiraz edilmiş, davacı tarafından da takibe vaki itirazın iptali davası açılmış olup, Mahkemece faiz ve gecikme zammının tespiti yönünden avukat bilirkişiden rapor alınmıştır. Avukat, elektrik borcundan kaynaklanan faiz ve gecikme zammını hesaplama konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığından, avukat bilirkişinin raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir.Öyle ise mahkemece; konusunda uzman hesap bilirkişisinden rapor alınıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.