Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13963 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10279 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : MALATYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/05/2011NUMARASI : 2010/963-2011/919Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 79 yaşında olduğunu, yalnız yaşadığını, çoğu zaman çocuklarının yanında kaldığını, diğer dönemlerde 10,00-20,00 TL arasında gelen elektrik faturasının 2009 yılının 6. döneminde 2.381,00 TL geldiğini, müvekkilinin elektrik tüketiminin bu kadar olmasının mümkün olmadığını, faturalandırılmada bir hata olduğunu belirterek; müvekkilinin davalı elektrik dağıtım şirketine bu miktarda bir borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı elektrik dağıtım şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının daha önce müvekkili şirkete başvurduğunu, sayaç üzerinde inceleme yapıldığını, sayaçta bir arıza veya hatalı okuma tespit edilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile davacının 2009 yılı 6. döneminde davalıya 2.381,00 TL borçlu olmadığının tespitine, (borcun sadece 76.50 TL olduğu halbuki davacının aynı dönem için 3.088,20 TL ödediği anlaşılmakla) fazla ödenen miktarın istirdatına karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un "Amaç" başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra "Kapsam" başlıklı 2.maddesinde; bu kanunun birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsadığı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 3.maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlamıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde 3.maddede tanımları verilen satıcı ve tüketici arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.Somut uyuşmazlıkta; davacının ölü eşi Yusuf ile davalı elektrik dağıtım şirketi arasında meskenin elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla abonelik sözleşmesinin imzalandığı, abone grubunun mesken olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve davacının 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda sözü edilen yasanın 23.maddesi gereğince davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.Hal böyle olunca mahkemece, re'sen gözetilmesi gereken ve kamu düzenine ilişkin olan görev konusu üzerinde durularak, 4077 sayılı Kanunun 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, şimdilik davalı vekilin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.