Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13962 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8624 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : ERZİNCAN AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 28/05/2014NUMARASI : 2013/549-2014/297Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, davalının ödemekte olduğu aylık 200,00 TL tedbir nafakasının, müvekkilinin 29.04.2013 tarihinde reşit olmasıyla sona erdiğini, hali hazırda müvekkilinin üniversite öğrencisi olduğunu, eğitimine devam edebilmek için davalı babasının yardımına ihtiyaç duyduğunu belirterek; aylık 500,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacıya eğitimi için gerekli parayı toplu olarak ödediğini ancak davacının bu parayı ev alan ağabeyine verdiğini, emekli maaşı haricinde başkaca bir gelirinin bulunmadığını, talep edilen nafakayı ödeme gücünün olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile aylık 150,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 150,00 TL yardım nafakasının davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2)Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364)Bu bağlamda; belirlenecek nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Buna göre nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde hazırlık sınıfı öğrencisi olduğu, aylık 300,00 TL burs aldığı, 5 arkadaşı ile birlikte kirada oturduğu, aylık 270,00 TL kira ödediği, davalı babanın emekli olduğu, aylık 1.000,00 TL emekli maaşı aldığı, dava dışı annenin ev hanımı olup, davalı kocasından aldığı nafaka ile geçimini sağlamaya çalıştığı, davacının reşit olmadan önce davalıdan aylık 200,00 TL nafaka aldığı anlaşılmıştır.Hal böyle olunca mahkemece; nafakanın niteliği, davalı babanın ve mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin gelir durumu, davacının ihtiyaçları, davacının reşit olmadan önce lehine hükmedilmiş tedbir nafakasının miktarı göz önünde bulundurularak daha yüksek oranda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.