Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13961 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9137 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2014NUMARASI : 2013/722-2014/275Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan Şemsettin ve Türkan'ın oğulları, diğer davacıların ise kardeşi olan dava dışı Erdi'nin 25.01.2010 tarihinde elektrik çarpması sonucu yaralandığını, Erdi'nin, davalı elektrik dağıtım şirketi aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtığını, mahkemece, Erdi lehine 204.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, kararın kesinleştiğini, davacıların Erdi ile aynı evde yaşadıklarını ve Erdi'nin çektiği acılardan dolayı manevi zarara uğradıklarını belirterek; davacı baba Şemsettin lehine 40.000,00 TL, davacı anne Türkan lehine 40.000,00 TL, diğer davacı sekiz kardeş lehine ayrı ayrı 15.000,00 şer TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, manevi tazminat talep etme koşularının oluşmadığını, talebin fahiş olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Dava; manevi tazminat istemine ilişkindir.Uyuşmazlık; davacı anne, baba ve sekiz kardeş için hükmedilen 1.000,00 er TL'den toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödemedir. Kural olarak hükmedilecek manevi tazminatın miktarının belirlenmesi hakimin takdirindedir.Kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakim bu hakkını Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak kullanmalıdır.Manevi tazminatın miktarı belirlenirken kişilik hakkına saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranı, sıfatı, iştigal ettikleri makam ile diğer sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalı, her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar bulunabileceği gözetilerek, takdir hakkını etkileyebilecek nedenler karar yerinde denetime elverişli biçimde ve objektif olarak gösterilmelidir.Manevi tazminat davaları sonucunda hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirebilecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bu para bir ceza olmadığı gibi hükmedilecek manevi tazminatla bu malvarlığı zararlarının karşılanması da amaçlandığından tazminat miktarının onun amacına göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, takdir edilecek miktar elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olayda; davacılardan Şemsettin, zarar gören dava dışı Erdi'nin babası, davacı Türkan ise annesidir. Elektrik çarpması sonucu Erdi'nin sağ kolu kesilmiştir. Davacı anne baba, zarar gören Erdi ile aynı evde birlikte yaşamaktadır. Bu bağlamda, davacı anne baba için takdir edilen 1.000,00 er TL manevi tazminat, zarar görene yakınlıkları, yaşanan olayın özellikleri ve sonuçları ile olayın oluş şekli nazara alındığında azdır.Hal böyle olunca mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar uyarınca davacı anne ve baba için daha yüksek oranda bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece yapılacak iş, yalnızca anne/baba yönünden daha yüksek oranda manevi tazminata hükmetmek olmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.