Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13960 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5974 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ÇAY ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2014NUMARASI : 2013/215-2014/372Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, davalının 2009 yılında müvekkilini evden kovduğunu, ardından boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, tarafların halen ayrı yaşadıklarını, davalının, kızına ve eşine bakmadığını belirterek; müşterek çocuk için aylık 400,00 TL, müvekkili için 500,00 TL olmak üzere aylık toplam 900,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili yönünde karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; boşanma davasının reddinden sonra davacının eve dönmediğini, kızını kendisine göstermediğini, asgari ücretli çalıştığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davacının ayrı yaşamda haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; ayrı yaşamda haklılık iddiasının ispatının davanın hangi tarafı üzerinde bulunduğu, davacının, davalı kocadan ayrı yaşamakta haklı olup olmadığı ve tarafların müşterek çocuğu lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi için ayrı yaşamda haklılık olgusunun aranıp aranmayacağı hususlarında toplanmaktadır.Bu bağlamda temyize konu uyuşmazlığı eş ve çocuk yönünden ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. 1-Eş yönünden;TMK'nın 197.maddesi gereğince, eşlerden biri, ortak hayat nedeniyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, istem üzerine, eşlerden birinin diğerine yapacağı parasal katkıya ilişkin önlemleri alır. Kural olarak, eş lehine tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için davacı eşin, davalı eşinden ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlaması gerekir. Diğer taraftan, aleyhine boşanma davası açılan eş, boşanma davası sürerken ayrı yaşamda haklı kabul edilir. Boşanma davasının reddinden sonra evlilik birliğini tekrar kurma görevi, boşanma davası reddedilen eşe aittir.Somut olayda; davalı koca, 13.07.2009 tarihinde davacı aleyhine boşanma davası açmış, mahkemece, 30.03.2010 tarihli ilamla dava reddedilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek 16.11.2011 tarihinde kesinleşmiş, boşanma davasının reddinden sonra taraflar bir araya gelmemiş, davacı kadın temyize konu nafaka davasını 20.05.2013 tarihinde açmıştır. Davalı kocanın açtığı boşanma davası reddedildiğine göre evlilik birliğini yeniden kurma görevi davalı kocaya düşmektedir. Oysa davalı koca, boşanma davasının reddinden sonra evlilik birliğini yeniden kurmaya çalıştığına dair herhangi bir savunmada bulunmamıştır. Bu bağlamda davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü ile hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ve TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak, davacı kadın lehine bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçelerle talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. 2-Müşterek çocuk yönünden; Çocuk yönünden tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için ayrı yaşamda haklılık olgusu aranmaz. Çocuk kimin yanındaysa ve çocuğa kim bakıyorsa, karşı taraftan çocuk lehine tedbir nafakası isteyebilir. Zira; çocuklar yönünden çocuğun fiilen kimin yanında kaldığı önemlidir.Dosya kapsamından, tarafların 26.08.2005 doğumlu müşterek kızları Ece'nin, davacı annenin yanında kaldığı anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları göz önünde bulundurularak, müşterek çocuk lehine hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunması gerekirken, bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.